5 YILDIR ADALET ARIYORLAR

BEĞENDİM

ABONE OL

News

Mersin Toros Üniversitesi İç Mimarlık Bölümü son sınıf öğrencisi Feray Şahin, 5 yıl önce F.B.A tarafından katledildi. Katil zanlısı F. B.B.A indirimli 5 yıl 3 ay ceza aldı ve 1,5 yıl hapis yatarak, yurt dışı yasağı ile serbest kaldı. Şahin ailesi ise 5 yıldır Adalet arıyor.

Feray Şahin, ölümünün 5. yılında Mersin’de ismi verilen parkta anıldı. Anne Aysel Şahin “Katil sokakta, kızımız kara toprakta biz adalet arayışındayız. Bu mu hukuk, bu mu adalet? “ diye tepki gösterdi.

Feray Şahin 5. ölüm yıl dönümünde Mezitli Belediyesi tarafından ismi verilen Feray Şahin Parkı’nda anıldı. 23 Yaşındaki Feray Şahin için staj yaptığı Mezitli Belediyesi tarafından düzenlenen Anma etkinliğine Mezitli Belediye Başkan Yardımcısı Nuran Kurtuluş, Mersin Baro Başkanı Gazi Özdemir, CHP İl Kadın Kolları Başkanı Gülşa Yıldırım, Mezitli İlçe kadın kolu Başkanı Aslı Çalışkan İHD Şube Başkanı Hakkı Demir, Mersin Kadın Platformu Sözcüsü Zeynep Benli, bazı siyasi parti ve demokratik kitle örgütü temsilcileri ile yurttaşlar katıldı.

Mersin’de 19 Eylül 2017’de kaldığı evde özel hareket polisi F.B.A tarafından katledilen Feray Şahin’in ölümünün üzerinde 5 yıl geçmesine rağmen halen adalet arayışında olan Şahin ailesi gencecik kızın katiline indirimli, ödül gibi 5 yıl 3 ay ceza verilerek sokağa bırakıldığını, kızlarının kanının yerde kaldığını ifade ediyor.

Anma etkinliğinde ilk sözü alan baba Bekir Şahin bin bir güçlüklerle büyütüp, okuttukları ve üniversite son sınıfa kadar yetiştirdikleri kızlarını hayatlarında hiç görmedikleri, tanımadıkları, kızlarının çevresinden hiç kimsenin tanımadığı polis F.B.A tarafından öldürüldüğünü hatırlatarak, “Katil, gencecik suçsuz savunmasız kızımızı öldürüyor, sonra iz kaybetmeye başlıyor. O sırada görev yaptığı amirini ve babasını arıyor, polis meslektaşlarını arıyor, onlardan destek alarak cinayetin delillerini yok ederken, nasıl davranması gerektiği taktiklerini alıyor. Çünkü katil önce 112’yi aramıyor, kapıyı açıp komşulardan yardım istemiyor. Katil, kız öldükten sonra komşulara kapıyı açıyor. Sonra 112 geliyor, o sırada olay yeri inceleme delilleri eksik topluyor, cinayet büro katilin vücut fotoğrafını çekmiyor görüntü almıyor, kan incelemesi ve alkol testi yapılmıyor. Evin anahtarı polisleri sıkıştırmamızdan ve savcının talimatıyla 25 gün sonra teslim ediliyor. Bunların hepsi şüphe ve cinayeti basitleştirme, iz kaybetme, katili kurtarmaktan başka şey değildi. Savcının olay yerine gelmeyip, telefonla katili polis olan cinayet sırasında polise talimat veriyor, takip etmesini tutanak tutmasını istemesi olayın başka bir vahim yanı ve iz kaybettirmeye göz yummaktır.

Polislerde, mahkemede katili adeta kurtarma yarışına girmişti, soruşturma ve yargılama sürecinde biz bunları gözlemledik. Çünkü dosya eksiklerle doluydu, deliller eksik ve yetersizdi, kaybedilen deliller sorgulanmadı, soruşturulmadı, bunlarla ilgili bir işlem yapılmadı. Soruşturma ve mahkeme süreci katilin yalan beyanları ile ilerledi ve sonuçlandı. Sonunda gencecik kızın katiline indirimli 5 yıl 3 ay gibi komik, facia niteliğinde, vicdanları sızlatan bir ceza verilerek, yattığı 1.5 yıl süre göz önüne alınarak serbest bırakıldı. O şimdi aramızda serbestçe dolaşıyor, kızımız kara toprakta biz ise halen Adalett arıyoruz” diye konuştu.

Mersin 5. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen ve hakim Aydın Mengüllüoğlu başkanlığındaki heyetin verdiği 5 yıl 3 ay cezayı istinafa taşıyarak itiraz ettiklerini söyleyen Şahin, “Ancak Adana İstinaf’ta 2 hafta gibi çok kısa sürede dosyanın içindeki eksiklere bakılmadan verilen karar onanarak katil 4 Ocak 2019 dan serbest bırakıldığını söyledi. Bu karara da itiraz ederek Yargıtay’a başvurduklarını söyleyen Şahin, 3.5 yıldır dosyanın Yargıtay’da beklediğini, biran önce dosyanın incelenerek katilin derhal sokakta çekilmesini ve işlediği cinayetin bedelini ağırlaştırılmış müebbet cezayla ödemesini istediklerini açıkladı.

Anne Aysel Şahin gözyaşları içerisinde Adalet arayışlarını haykırırken, Adalet Bakanından randevu talep ettiklerini kendilerini dinlemelerini, katilin biran önce sokaktan alınıp cezalandırılmasını istediklerini söyledi.

Aysel Şahin; “Kadın katillerinin serbest bırakılmasıyla kadınlar tehlikeye atılıyor. Bir aileyi bitiren katilin yarın öbür gün başka bir kadını öldürmeyeceğinin garantisini kim verebilir? Onu serbest bırakan hakim bunun hesabını verebilecek mi? Katillerin yeri sokaklar değil, hapishanedir” şeklinde konuştu.

Belediye Başkan Yardımcısı Nurdan Kurtuluş konuşmasında “Belediyemizde staj yaparken öldürülen Feray Şahin kızımızı anmak ve ‘Başka Feraylar ölmesin’ demek için adını verdiğimiz parkta bir araya geldik. Kadınların şiddete ve cinayete kurban edilmemesi için kadın odaklı belediyecilik yapmaya devam edeceğiz. Feray, bir cinayete kurban gitmiştir onu her ölüm yıl dönümünde ve 8 martta andık, anmaya devam ediyoruz. Ailesine sabır diliyoruz. Kadınlarımız kızlarımız artık öldürülmesin istiyoruz” dedi.

Baro Başkanı Av Gazi Özdemir, kadın cinayetlerinde her yıl endişe verici artış yaşandığını ifade ederek, “Feray Şahin kadın cinayetlerinde ne yazık ki ne ilk, ne de son oldu. Ama artık kadın cinayetleri, kadına şiddet son bulsun. Kadınların yaşam hakkını elinden alanlar yargılanmadıkça, hukuk önünde hesap vermedikçe, aramızda dolaştıkça, İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasa uygulanmadıkça, acılarımız dinmeyecek çoğalacaktır. Yasalar uygulansın, kadın cinayetleri, kadına şiddet son bulsun” dedi.

CHP İL Kadın Kolu Başkanı Gülşah Yıldırım Genç, kadınların kızların katledildiği bir ülkede yaşadıklarını, katillere verilen ödül gibi cezaların cinayetleri tetiklerini belirterek, “Ölmek istemiyoruz. Feray kardeşimiz gencecik yaşta toprağa verildi. Onu öldüren katil sokakta aile 5 yıldır adalet peşinde, böyle hukuk sistemi olmaz. Biz geldiğimizde böyle cinayetlerin hesabı sorulacak hasıraltı edilmeyecek” diye tepki gösterdi. Kadın Platformu Sözcüsü Zeynep Benli ise Feray’ın devlet silahı ile öldürüldüğünü belirterek, katilin ödül gibi ceza ile sokakta olması hukuksuzluğun, adaletsizliğin, vicdansızlığın ta kendisi olduğunu söyledi. Benli, bu cinayetin cezasız kalmaması gerektiği, kadınların artık öldürülmemesi, cinayet işleyenin en ağır şekilde cezalandırılmasını, İstanbul Sözleşmesi’nin de geri getirilmesini istediklerini kaydetti.