BEN BUYUM!

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Ne köşküm sarayım ne servetim var,

Ne malım ne mülküm ne şöhretim var,

Sana bir saltanat vaad edemem ki,

Yalnız seni seven temiz bir kalbim var,

BEN BUYUM..

                       (Hakkı Bulut)

Hakkı Baba ne kadar güzel ifade ediyor kabullenmeyi, kabullenilmeyi.

"Henüz üç yaşında bir kardeşim var seni ondan bile kıskanıyorum" ve seven kıskanır mottosunu da senden öğrendik koca yürekli adam.

Yaradana sığınıp bir toplumsal sorunu gün yüzüne çıkarmak isterim;

"Bana benzemiyorsan yanlış, değersiz ve ötekisin."

En tatlı haliyle ifade ettim. Zira bu düşünce yapısı göründüğü kadar masum değil. Hatta birçok kötülüğün anası, babası ve bilumum akrabası olur kendisi.

En önce bu düşünce yapısı kendine giden yolları kapatır. Kainatta ilginç bir düzen var. Allah mutluluk hormonunu Gaziantep'in nadide acı biberinin içine saklamıştır. Bu yüzden insanlar gözlerinden yaş geldiği halde ondan vazgeçmez. Allah insanların sırlarını, dermanlarını da birbirlerinden gizler. Reddettiğin, yanlış bulduğun, ötekileştirdiğin her insan içinde bir parça seni barındırır. Sana ait bir sırrı yada dermanı. İşte bu yüzden onu reddediş, içsel yolculuğuna bir darbedir.

Bir tık daha ileri gidelim.

Irkçılık tamda bu düşünce yapısı ile meydana gelmiştir. "Sen benimle aynı renkte değilsin, aynı genleri taşımıyorsun bu yüzden sen 2.sınıf insansın" dedirten düşünce yapısı tamda budur. Bu yüzden siyahiler dünyada yüzyıllar boyunca sömürüldü, hor görüldü, dışlandı, aşağılandı. Taaki şu kelam işitilene dek;

"Ey insanlar! Sizi bir erkek ve bir kadından yarattık. Hemde sizi şubelere ve kabilelere ayırdık ki, birbirinizi tanıyasınız. Şüphesiz ki Allah katında en şerefliniz, takvaca en ileride olanınızdır."(Hucurat Suresi ,13)

Irkçılığı yasaklayan bu ayette Allah tüm bu çeşitliliği neden yarattığını açıkça ifade ediyor. "Birbirinizi tanıyasınız diye". Birbirimizden nefret edelim diye değil yani.

Ay ve Güneş birbirine benzemez. Papatya ve gül  de. Ancak ne ay güneşten nefret eder, nede gül papatyadan.

Peki aklı ve ruhu olan Ademoğlu birbirine ne kadar benzer?

Yola sima benzerliğinden çıkalım. Her insanın iki gözü bir burnu ve bir azı var. Peki neden hiçbir sima birbirine benzemiyor?

Bunun bilimsel açıklaması şu; f(z)=z²

İşte yaradılış şeklinin formülü bu kadar. Yani insanda, gökyüzündeki yıldızlarda, bir farenin sinir hücreside, çiçekler ve dağlarda şu formülden ibaret. O zaman neyi reddediyor ve ötekileştiriyoruz? Yaratılışımı?

Reddedebilirsin ama üzgünüm geri dönüp formülleri değiştiremezsin. Şimdi en çok neyi merak ettiğinizi de biliyorum, hemen cevap vereyim; evet Antep biberide aynı formülle varoldu.

Yalnız sorsan kimse ırkçı değil. Ama ırkçılık boyut değiştirip aramızda gezmeye devam ediyor.

Nasıl mı?

"Benimle aynı siyasi görüşü paylaşmıyor, aynı giyinmiyor, eğitim seviyemiz aynı değil, ben sarı rengi seviyorum o ise maviyi, farklı şeylere üzülüyor ve seviniyoruz…"İşte tanıştırayım küçük ırkçılar.

Her insanın siması ne kadar özelse iç dünyasıda o kadar özeldir. Çok üzücüdür ki çoğumuz bu küçük ırkçılar tarafından kabul görmek adına, Sindirella’nın camdan ayakkabısını ayağına uydurmaya çalışan masal ülkesinin genç kızları gibi davranıyoruz. Başkalarının hayatlarını üzerimize oldurmaya çalışıyoruz. Tek ve özel iç dünyamızı bir kalıba sığdırmaya çalışıyoruz. Öğretilmiş yaşam tarzlarını kopyalayıp duruyoruz.

Kendini keşfet ve içine yolculuk et. Farklı insanları sev onları ayna gibi gör, onlara sarıl. Eğer küçük ırkçılar kendilerine benzemediğin için seni reddederlerse ve üzerlerse onlara dön ve deki ;

-Ben Buyum!