BİZ NİYE BÖYLE DUYARSIZ HALE GELDİK ?

BEĞENDİM

ABONE OL

News

Acısıyla, tatlısıyla bir Kurban Bayramını daha geride bıraktık. Resmi olarak 5 gün gayriresmi olarak 9 günlük tatil bitti ve şimdi hayata dönme, yeniden ülke gündemine yani gerçeklere dönme vakti…

Ülkenin önünde bir an önce çözüm bekleyen sorunlar var…

Ekonomi başta olmak üzere bir yanda Suriye Savaşı, Terör Örgütüne karşı yürütülen operasyonlar, siyasal ve sosyal sorunlar vs.

Bu listeyi uzatıp gidebiliriz. Ama listeye yazmaktan çok hangi konuda, hangi adımlar atılacak, çözüm için harekete geçilecek mi, yoksa olan bitenden bi haber günler akıp gidecek mi ?

Bakıyorum şöyle insanlara, herkesin yüzünde bir mutsuzluk, umutsuzluk ve endişe hakim. Ama çözüm önerisi derseniz, kimse bu konuda fikrini beyan etmiyor, gömmüş kafasını kuma saldım çayıra, Mevlam kayıra havasında yaşamaya devam ediyor.

Biz niye böyle duyarsız hale geldik…

Bence şöyle çevrenize alıcı bir gözle bakın… Sorunun, duyarsızlığın, sevgisizliğin, saygısızlığın kaynağını dikkatli bir gözlem yaptığınızda hemen göreceksiniz.

Bu ülkenin geleceği dediğimiz, onlardan çok şey beklediğimiz gençlerimizin neredeyse tamamı artık yolda yürürken bile elindeki cep telefonuna kilitlenmiş durumda.

Toplu taşıma araçlarına biniyorsunuz, henüz daha çocukluk çağından çıkmamış genç kızlarımız, genç erkeklerimiz hemen telefonundan sosyal paylaşım sitelerinden birisini açıyor, ekrana kilitleniyor. Yanında, sağında solunda yaşlı mı var, kucağında çocuk olan bir anne mi yada ayakta duramayacak kadar hasta mı ? Hiiiiç umrunda değil.

Bu konuda yalnız çocuklarımız yada gençlerimiz mi kabahatli ?

Bence değil…

Çünkü o çocuk ve genç bu tür durumlarda yapması gerekeni ailesinden öğrenir, onların davranışlarını kendine büyük ölçüde örnek alır…

Bir anne yada baba düşünün… Bir toplu taşıma aracına biniyor, yanında 7 yaşında var veya yok çocuğu… Hemen ikili koltuktan birisine oturuyor, yanındaki boş koltuğa da çocuğunu oturtup çantasından cep telefonunu çıkartarak oyun oynaması için eline tutuşturuyor… O çocuk yolculuk boyunca kafasını bile kaldırıp çevresine bir an olsun bakmıyor…

Sonrası mı ? O çocuk bu şekilde büyüyor ve topluma, büyüklerine saygısız, küçüklerine sevgisiz bir şekilde hayat yolunu yürümeye başlıyor…

Böyle olunca da çözümün bir parçası olacağına, ülke sorunlarına karşı duyarsız bir bireyler olarak yetişiyorlar.

Şimdi çıkıp benim çocuğum öyle yapmaz, öyle davranmaz diyeceksiniz ama yanılıyorsunuz. Gözlemleyin, gezdiğiniz yerde hareketlerini takip edin, bindiğiniz toplu taşıma araçlarındaki hal ve hareketlerini kontrol edin…

Tavsiyem, çocuğunuzu zaman zaman karşınıza alın, büyüklerine karşı her zaman saygılı olmayı, küçüklerine karşı da koruyucu ve sevgiyle yaklaşması için öğütler verin, Türk anane ve geleneklerinin bunu gerektirdiğini mutlaka anlatın.

Çünkü, dünyaya karşı Türkiye amansız bir mücadelenin içerisinde. Çünkü, bu ülkenin birliğini, beraberliğini, yeri geldiğinde vatanı için göğsünü siper edeceğini bilen iç ve dış düşmanlar yeni bir taktik geliştirdiler.

Önce toplum yapısını değiştirip insanları geleneklerinden uzaklaştırıp, karşılıklı sevgi ve saygı ortamını ortadan kaldırıp Türkiye’yi bu yolla zayıflatarak ele geçirmeyi planlıyorlar. Bunu da her gün gelişen teknoloji araçları ile hayata geçiriyorlar…

Lütfen dikkat…

Elbette teknolojinin nimetlerinden faydalanalım…

Elbette dünyaya ayak uyduralım…

Ama tek bir şartla, Türk’ün geleneklerinden, ananelerinden, örf ve adetlerinden vaz geçmeden…

Biz kendimizden ödün vermediğimiz sürece biliyorum ki, dün tankla, topla, tüfekle yapamadıklarını, teknoloji ile de yapamayacaklar…