Gaziantepli asla pes etmez

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Gaziantep Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Ünverdi, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunurken, eğitimden ihracata, sınır ötesi operasyonlardan hayata dair önemli konularda önemli açıklamalar yaptı.

Gaziantepli müteşebbisin hangi şartta olursa olsun asla pes etmediğini ve etmeyeceğini belirten Ünverdi, ”Gerek bölgemizde ve gerekse de tüm dünyada yaşanan olumsuzluklara rağmen Gaziantep’in ihracatının artmasındaki sır sanayicilerin çaresizlikten çare üretmeleridir” dedi.

bire1haber.com’a konuşan Adnan Ünverdi, “Biz bu coğrafyada yaşıyoruz. Atalarımızın kurtardığı, şehit düştükleri bu topraklarda yaşıyoruz. Buraları terketmemiz de söz konusu değil. Eğer bu topraklarda yaşıyorsanız, bu zor coğrafyada zor işleri başarmak zorundasınız” diyerek şu görüşlere yer verdi:

YANDIK, BATTIK LAFLARINDAN BU GÜNLERE GELDİK

Bir dönem Irak kapısı kapandığında da “Yandık, battık” lafları vardı. Çünkü Gaziantep ihracatının önemli bir bölümünü Kuzey Irak kapsıyor. Ancak bu tür olaylardan dolayı da Gaziantepli farklı pazarlara da yönelmeyi öğrendi. Bu noktadan sonra da kendini aştı. Şu anda 180 ülkeye ihracat yapmamızın önemli sebebi de budur.

180 ÜLKEYE İHRACAT YAPIYORUZ

Gaziantep’in şu anki kazanımlarını gerçekten çok zor şartlarda elde etmiştir. Sanayici arkadaşlarımızı kutluyorum. Dünyanın 180 ülkesine ihracat yapıyor olmak çok büyük bir olaydır. Ancak, üretim yapmadan ihracatta olmuyor. Gaziantep’te şu an 155 çeşit mamülün imalatı yapılıyor. Ürün yelpazemiz çok geniş. Bunları yaparken sanayicilerimiz de her geçen gün kendilerini yenilemeye çalışıyorlar. Bunun için de mesafe gözetmeksizin dünyanın her köşesine gidiyoruz.

DÜNYADA BÜYÜK BİR REKABET VAR

Dünyada şu anda çok büyük bir rekabet var. Üretim süreleri, kapasitenizi ne kadar artırdığınız, ürünü ne kadar ucuza mal ettiğiniz konusunda büyük bir rekabet yaşanıyor.

Gaziantep olarak birçok konuda dünyanın sayılı ülkeleri ile rekabet ediyoruz. Şu anda makarna üretiminde Avrupa’da ikinci sıradayız, halı sektöründe dünyanın üçüncü ülkesiyiz, nonwoven kumaşta söz sahibiyiz, ayakkabıda Türkiye’de ikinci sıradayız. Rekabet hepimiz için sorun gibi görünse de, avantaj da oluyor. Sorunumuz derken haksız rekabetten dolayı sorunumuz oluyor. Onun dışında insanlar ne kadar ucuza üretebiliriz ve ne kadar ucuza yansıtabiliriz diye bakıyorlar.

DAHA FAZLA KATMA DEĞERLİ ÜRÜN YAPMAMIZ GEREKİYOR

Bizim asıl yapmamız gereken, ne kadar fazla katma değerli ürün yapabileceğimiz üzerinde çalışmak. Bu konuda Sanayi Odası olarak elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz.

SANAYİ DÖNÜŞÜM DAİRESİ KURDUK

Gaziantep Sanayi Odası olarak KOBİ Geliştirme ve Sanayi Dönüşüm Dairemizi kurduk. Bu dairemizde sektör sektör çalışıyoruz. İlk ele aldığımız sektörde makine-metal sektörü. Şehrimizde bu konuda yer alan firmaların parklarını, AR-GE dairesinin olup olmadığı, kaç mühendis çalıştırdığı gibi tüm dokümanları oluşturduk. Bu firmaların, makine-metal sektörlerinde daha farklı ve katma değerli neler yapabilecekleri üzerinde çalışıyoruz.

Savunma sanayisine bu firmalar ürün yapabilir mi, bu kapasiteye sahipse neler yapabilir konusunu değerlendiriyoruz. İstanbul ve Ankara’dan heyet getiriyoruz, firmalarımızla bir araya getirerek alt yüklenici olabileceklerini anlatıyoruz.  Geçtiğimiz günlerde Akkuyu Nükleer Santrali’nin yüklenici firma yetkililerini Gaziantep’te firmalarımızla bir araya getirdik. Makine Kimya Enstitüsü’nden bir heyet yakın tarihte şehrimize gelecek ve burada faaliyet gösteren makine-metal sektörü ile bir araya getireceğiz. Savunma sanayi ile ilgili olarak firmalarımızı geçtiğimiz günlerde Ankara’ya götürdük, önümüzdeki günlerde İstanbul’a saha kümelenmesine götüreceğiz ve çeşitli firmalarla bir araya getirerek işbirliği yapmalarını sağlamak için görüşmeler yapacağız. 

OLMAZSA OLMAZIMIZ KALİTELİ EĞİTİM

2019 yılı verilerine göre Türkiye’nin nüfusu 82 milyon olarak geçiyor ve tüm üniversitelerimizde 7 Milyon 749 bin öğrencimiz var. Oysa Almanya’nın 2019 yılı nüfusu 83 Milyon ve toplam öğrenci sayısı 2 milyon 950 bin. Almanya’da bir Öğretim görevlisi başına düşen öğrenci sayısı 15, Türkiye’de ise bu sayı 175.

Eğitim kalitemizi yükseltmek zorundayız. Maalesef ülkemizdeki diplomalı işsizlere üzülüyorum. Çocuk 24-25 yaşında üniversiteden mezun oluyor, elinde bir diploması var ama o diploma iş yapmıyor, çocuğun kendisi iş yapıyor. Ama çocuk eğitim alırken iyi bir eğitim alamadığı için iş bilmiyor. O çocuğu o yaştan sonra nasıl eğiteceksiniz. Atalarımız “Ağaç yaşken eğilir” diye boşuna dememişler. Biz çocuklarımıza o yaşına kadar maalesef iyi bir eğitim vermemişiz, sonra iş bekliyoruz, hizmet bekliyoruz.

ÇOCUKLARIMIZI MESLEK LİSELERİNE YÖNLENDİRMELİYİZ

Mesleki eğitim konusunda bir farkındalık oluşturmalıyız. Meslek liseleri kamuoyuna çok iyi anlatılmalı ve çocuklarımızı bu liselere yönlendirmemiz gerekiyor. Bu konuya basın yayın organlarının da hassasiyet göstermesi gerektiğini düşünüyorum.

Maalesef meslek liseleri sanki başarısız öğrencilerin gittiği okulmuş gibi bir algı var. “Benim çocuğum Matematik, Kimya, Fizik yapamıyor. Bu çocuk Anadolu Lisesi’nde yapamaz. En azından Meslek Lisesi’ne gitsin, Liseyi bitirsin” düşüncesini ailelerin kafasından silmemiz gerekiyor. Bir çocuğun Matematik, Fizik, Kimya konusunda yeteneği olmayabilir ama o çocuk çok iyi bir Makinist olabilir. Makina Teknikeri olabilir, iyi bir Mobilyacı olabilir.

GASİMEP TÜRKİYE’YE ROL MODEL OLDU

Biz çocuklarımıza yeteneğine göre meslek liselerinde eğitim aldırmamız lazım. Bu anlamda Gaziantep Sanayi Odası olarak Gaziantep Sanayici İşbirliğinde Mesleki Eğitim Projesi’ni (GASİMEP) hayata geçirdik. Bu projemiz Türkiye’de rol model olmaya başladı. Projemize katılan öğrencilerimizi 9. sınıfta teste tabi tutuyoruz, yeteneklerini ölçüyoruz ve ona göre de bölümlere yerleştiriyoruz. Öğrencilerimiz haftanın 2 günü Gaziantep Sanayi Odası Meslek Eğitim Merkezi'nde (GSO-MEM) eğitim görüyor, geriye kalan 3 günde ise direk eşleştirilmiş oldukları işyerlerinde çalışıyorlar. Çocuklarımız üç yılın sonunda hem çalıştığı işyerinde ustabaşı pozisyonuna geliyor, hem de merkezimizden diplomasını alıyor.

KALİTELİ ELEMAN İÇİN MİLLİ SEFERBERLİK İLAN EDİLMELİ

Şu anda sanayide iyi bir ustabaşı bulmakta zorlanıyoruz. Makinanın dilinden anlayan iyi ustabaşı olmadığı için de firmalar birbirinden eleman almaya çalışıyor. Bu olmaz, bizim daha kaliteli eğitim verip, daha kaliteli elemanlar yetiştirmemiz lazım. Bu konuda milli seferberlik ilan edilmesi gerekiyor.

DİGİTALLEŞME İLE ÇAĞI YAKALARIZ

Şimdi endüstri 4.0 çağındayız. Peki Türkiye ve Gaziantep olarak biz endüstri 4.0’a ne kadar yakınız? Biz gidip Avrupa’dan robotlar, gelişmiş model makinalar alarak endüstri 4.0 çağını yakalayamayız. Ancak, eğitim sistemini günceller, üniversitelerden yetişen öğrenciler farkını ortaya koyarsa ve her şeyin ötesinde dijitalleşme ile biz bu çağı çok rahat yakalarız.

Dijitalleşme derken, Allah Mehmetçiklerimizin ayaklarına taş değdirmesin. Şu anda Suriye’de uçan SİHA’ları Türkiye yaptı. Biz bunları yapabiliyorsak, endüstri 5.0 çağını da çok rahatlıkla yakalarız. Gençlerimizle yakalarız. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk bu ülkeyi gençlere emanet etti. Biz de gençlerimizi iyi eğiteceğiz, iyi yetiştireceğiz ve onlara güveneceğiz.

GSO’YA KAYITLI 87 SURİYELİ FİRMA VAR

Gaziantep Sanayi Odası’na kayıtlı şu anda 87 Suriyeli firma var. Bunlar tüm şartları yerine getirmiş, SSK’sını, maliye kaydını yaptırmış, istihdam yapan firmalar. Bunlar üretici firma, bunun yanı sıra sahipleri Suriyeli olan esnaf firmalar var. Bunlar da Ticaret Odası’na kayıtlı. Gerek Sanayi Odası’nda, gerek Ticaret Odası’nda kayıtlı olan Suriyeli firmalar devlet tarafından da denetleniyor.

SURİYELİ İŞÇİLER

Suriyeli işçilere gelecek olursak. Evet, 2011 yılından beri Gaziantep’e Suriyeli akını ve şehrimizde yaşayan belirli bir nüfus var. Bu insanlarla biz birlikte yaşıyoruz ve onlarda birçok işyerlerinde çalışıyorlar. Suriyeli kardeşlerimizin işyerlerinde çalışmaları için İŞ-KUR Müdürlüğü ve diğer ilgili kurumlar aracılık ediyor. Sosyal barışın korunması için de bu insanların da karınlarını doyurması gerekiyor. Bir firma, yasaların kendisine verdiği yetki ile 10 işçiye karşılık 1 Suriyeli çalıştırabilir. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından hayata geçirilmiş bir kanun. Bu kanun dahilinde de ihtiyacı olan firmaların yasaya uygun olarak işçi çalıştırmalarının sakıncası bulunmuyor.

ZOR İŞLERDE KİMSE ÇALIŞMAK İSTEMİYOR

İşsizlikten bahsedip ama verilen işte çalışmayan insanlarımızda var maalesef. Çünkü, özellikle genç kesim zor işleri yapmak istemiyor. “Masabaşı iş olsun. Sorumluluk almayayım” diye düşünüyor ve verilen fırsatları geri çeviriyorlar. Bir çiftçi vatandaşımızla da görüşsem, tarlada, bahçede çalıştıracak eleman bulamadığını ve mecburen Suriyeli çalıştırmak zorunda kaldıklarını söylüyorlar. Doğu Anadolu’da hayvancılıkla uğraşan vatandaşlarımız Afgan uyruklulardan bahsederek, onlar olmasa çoban bulamayacaklarını belirtiyorlar.

ALLAH MEHMETÇİĞİN AYAĞINA TAŞ DEĞDİRMESİN

Şu anda Suriye’de daha güvenli bir Türkiye için canını ortaya koyan, zor şartlarda görevini yerine getiren tüm Mehmetçiklerimize selam yolluyorum. “Allah onların ayağına taş değdirmesin”  Kahraman Mehmetçiğimiz orada ülkemiz için canını ortaya koyuyorsa, bizler de burada işimizle, imkanlarımızla, yaptığımız çalışmalarla ülkemizin kalkınması için çalışmak zorundayız.

BİRLİKTE ÇALIŞACAĞIZ, ÜRETECEĞİZ VE DÜNYAYA SATACAĞIZ

Moralimizi bozmayacağız, hep birlikte çalışacağız, üreteceğiz ve ürettiğimizi de tüm dünyaya satacağız. Ama bunları yaparken, biraz daha bilinçli, eğitimli olarak yapmalıyız, birbirimize sıkı sıkıya sarılmalıyız.