DOLAR

32,6038$% 0.39

EURO

34,8169% 0.23

STERLİN

40,6230£% 0.06

GRAM ALTIN

2.503,03%0,76

ÇEYREK ALTIN

4.266,00%0,23

TAM ALTIN

16.960,00%-0,06

ONS

2.388,05%0,38

BİST100

9.449,90%-0,78

BİTCOİN

2101861฿%5.69419

a
alan18-kopya

GÜZEL BİR ENAYİLİK HİKAYESİ

İnşallah hayırlısı ile misyonumu tamamlamış dönüyorum evime. Beni yolcu eden arkadaşlarım " Ya hiçbir şey anlamadık, niye geldin ne için geldin ?" diye sormadan edemediler.

Aynı şeyi kızımı teslim ettiğim annemde anlayamamıştı. Tam taşınma esnasında.  Kızım delimisin sen bu kolilerin içinde bizi bırakıp  nereye gidiyorsun.? Anne 30’una kadar yetiştirmem gereken bir işim var deyip çıktım. Zeynep Nisanla bakışıp gülüştük. Çünkü günlerdir bir taraftan taşınma telaşı içinde koli yapıyor bir taraftan proje için çalışıyorduk minik sosyal sorumluluk canavarımla. Projenin esas kahramanları ile günler öncesinden konuşup projeye partner olmaya karar vermiştim bile. İlk işim Genel Yayın Yönetmeni olduğum bire1haber.com daki arkadaşlardan destek almaktı. Uzun uzun projeyi anlattım.  Bilindiği üzere ülkemizde ve özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki şehirlerimizde okuma yazma krizi var ve bunu çocuklardan başlayarak çözebiliriz dedim.

Her çocuğun kitap sahibi olma, okuma öğrenme ve en yüksek potansiyellerini elde etmek için temel yapı taşlarını edinme fırsatını hak ettiğine inanıyorum.. 

Okuma yazma, kapıları açar ve her çocuğa kendi yolculuğunda yaşama şansı verir. Bizde bire1haber olarak partner olduğumuz bu  proje ile çocuğun en önemli temel haklarından biri yaşam hakkı, diğeri ise eğitim hakkını öne çıkarmak için gelin yola koyulalım dedim.

Yapılan araştırmalar göstermektedir ki anne ve çocuk ölümlerinin önde gelen etkenlerinden biri, annenin eğitim düzeyinin düşüklüğü ya da hiç okuma yazma bilmemesidir. Şanlıurfa da da bilinçsizlik ve eğitimsizlikler sonucu sulama kanallarında boğulan çocuklar, pamuk yığınları arasında ölen çocuklar ve çeşitli kazalar sonucu çukura düşen çocuklar var ve çocuk ölümleri diğer illere göre çok fazla.

Çocuk ölümlerine dikkat çekmek ve ailelerle birlikte çocuklara da okuma alışkanlıkları kazandırmak için proje Şanlıurfa ilimizde uygulanacak. Bu kapsamda ilde bulunan çocuk parklarından 4 tanesine ahşaptan bir kitaplık yapılacak.  Bu kitaplıklarımıza vefat eden 6 kız-erkek çocuklarının ismi verilecek. Ülkemizde çocuk hikayeleri masalları yazan 3 yazar bu ilimize davet edilecek 1 gün söyleşi ve imza günü düzenlenecek. Parklarda kitap okuma şenlikleri sonrasında da çocuklarda şiddet ve istismar konuları Psikolog uzman eşliğinde anlatılacak diye projenin detaylarını bire1 haber.com'daki arkadaşlara uzun uzun anlattım.

bire1haber.com’un İmtiyaz Sahibi Yusuf Kılıç ve Haber Müdürümüz Şemsi Ayaslan ile birlikte tüm arkadaşlarımız hemen seferber olarak kendi çevrelerine projeyi anlattılar ve destek olabilmek adına yoğun bir çaba harcadılar. bire1haber.com olarak hem vatandaşlardan, hem de Belediyeler dahil bazı kamu kurum ve kuruluşlarından bir çok kitap temin ettik.

Bende bu proje sayesinde çocuklarda istismar ve ihmal  alanında uzman ve bir anne olarak  en hassas olduğum bu  konuda destek verme şansı yakaladım.

ÇOCUKLARLA BİRLİKTE DAHA GÜÇLÜ PROJESİ idi adı.

"Çocuklarla Birlikte Daha Güçlü Projesi" Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu tarafından mali destek sağlanan ve Uluslararası Çocuk Merkezi (ICC) tarafından yürütülen ve Türkiye çapında ilk 20 proje içinde yer almakta.

bire1haber.com olarak tüm arkadaşlar gerek Belediyelerden gerekse halktan toplanan kitapları ŞANLIURFA AİLE BÜTÜNLÜĞÜ EĞİTİM DAYANIŞMA VE YARDIMLAŞMA DERNEK BAŞKANI Emine Çakmak'a teslim ettik. Kendi adıma misyonumu tamamlamış, kocaman yürekli  Zeynep’imin de kendi minik elleri ile topladığı kitapları teslim etmiş olmanın mutluluğunu yaşıyorum. 

Bir gün Zeynep bana anne "zekat" ne demek demişti. Bende örnek olarak bak kızım mesela senin hikaye kitaplarının zekatını anlatayım. Nasıl yani anne? Kitabında mı zekatı var dedi. Tabi ki kızım . Okuduğun hikaye  kitaplarını senin dışında en az 3 kişi daha okursa bu hikaye kitaplarının zekatını vermiş olursun.  Proje tamda kitaplarımızın zekatı içinde bulunmaz bir fırsattı.

Yorucu iki günlük yolculuktan yarım kalan taşınma mı tamamlamak üzere havaalanında iken projenin esas mimarlarından birinden önce telefon ardından bir yazı geldi. Tam da benim enayiliğimi anlatıyordu . . Serdar Tuncer'e ait olan yazının bir bölümünü uçak alana inerken sizlerle paylaşmak istiyorum.

GÜZEL BİR ENAYİLİK HİKAYESİ  

''Hizmet edeceğiz insana. Bir annenin kayıp evladını aradığı gibi arayacağız hizmet edebileceğimiz vesileleri, bir hastanın şifa aradığı gibi, bir âşığın asırlardır görmediği sevgilisini köşe bucak aradığı gibi arayacağız. Bulduk mu kaçırmayacağız fırsatı.

Uçağa binerken önümüzde birisi olacak, kucağında çocuk, elinde valiz.

Herkes o anneciğin yanından geçip çıkacak merdivenleri telaşla ama biz duracağız, yükleneceğiz o valizi, koltuğa kadar götüreceğiz.

Uçak inecek ve biz soluğu onların yanında alacağız, bakımı yükleneceğiz, belimiz ağrıyacak anne dua edecek ama.

İşimize geç kalacağız, bebek gülecek ama.

O gülüş gelecek aklımıza, o dua düşecek gönlümüze belimizin ağrısı şifa olacak kalbimize, güleceğiz.

Faturasını ödeyememiş birisi çıkacak karşımıza, “Allah rızası için” diyecek; cebimizdeki son parayla ödeyeceğiz faturasını.

Doğalgazı açılmış bir ev ısınacak akşama, kadın hamdolsun diyecek, çocuklar neşeyle havaya zıplayacaklar, adam gözleri dolu dolu “Allah razı olsun” diyecek.

Enayi misin diyecekler bize, desinler. Hz. Ömer gelecek aklımıza, demeyeceğiz hiç bir şey, susacağız öyle mütebessim ve vakur.

Namaza başlayan kölesini azad edermiş Hazreti Faruk (r.a) Bunu bilen kölelerden bazıları azad olmak için namaza başlamışlar, o bilmezden gelmiş. Demişler ki; “Kölelerin seni aldatıyor ya Ömer”, bakmış acı acı yüzlerine ve ölçüyü koymuş: Allah’la aldanan aldanmaz!

Birisinin bir işi olacak halledemediği, koşturacağız onunla beraber, şaşıracak “Yahu sen benden daha çok dertleniyorsun” diyecek, halimizi görenler “Senin bu işten bir menfaatin mi var” diye soracaklar, susacağız ve diyeceğiz ki; “Yok kardeşim, ben enayilerdenim sadece.” Dertleneceğiz kardeşlerimizin derdiyle. Borçlunun borcuna kendi borcumuza koşturduğumuz gibi koşacağız, hastanın tedavisi için kendi hastalığımıza derman arar gibi uğraşacağız, boynu büküğün yüzünü güldürmeye, açın karnını doyurmaya, talebenin yetişmesine, garibin işinin hallolmasına uğraşarak tüketeceğiz ömür dediğin çileyi. Divanelik güzeldir, enayiliğe paha biçilemez, delilik ahiret akçesi.

Dertleneceğiz kardeşlerimizin derdiyle. Başkasının derdi bizi gerecek.

Başkalarının derdiyle uğraşmaktan kendi derdimize vaktimiz kalmayacak. Bir de bakacağız ki âsan oluvermiş cümle umurumuz.

 Bir de bakacağız ki garip kuşun yuvasını Allah yapıyormuş.

Öleceğiz sonra, alacaklar bizi bir ulu divana. Sermayemiz yok, günahımız çok, amelimiz hiç olmuş.

Perişanız, bükeceğiz boynumuzu, el-aman diyeceğiz, el-aman. “Getirin” diyecek o vakit bir ses belki de “Getirin!” Bir doğalgaz faturası koyacaklar terazinin sevap kefesine, bir valiz, bir burs, yetim bir tebessüm, içli ve fakir bir dua… “İlişmeyin kuluma” diyecek, “O benim enayilerimdendir, azad ettim onu.”

Şükür secdesine kapanacağız o vakit gözyaşlarıyla, omzumuza bir el dokunacak şefkatle, bizi kaldırıp sarılacak boynumuza heybetle ve usulca fısıldayacak kulağımıza: Allah’la aldanan, aldanmıyormuş değil mi?''

sedef-moda
sedef-moda
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Sıradaki haber:

Havuzda gebelik riski

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.