DOLAR

32,3400$% -0.07

EURO

34,8790% 0.06

STERLİN

40,6534£% 0.01

GRAM ALTIN

2.392,77%-0,15

ÇEYREK ALTIN

3.944,00%0,37

TAM ALTIN

15.753,00%0,37

ONS

2.301,22%-0,06

BİST100

10.276,88%0,67

BİTCOİN

2032768฿%5.57305

a
alan18-kopya

Hedefimiz, “Toplumsal sorunlara insani çözüm”

Dünya Sosyologlar Derneği (DÜSODER)Başkanı Necdet Topçu, hedeflerini ve derneğin kuruluş amaçlarını bire1haber yazarı Damla GEZEN’e anlattı

Bize biraz kendinizden bahseder misiniz ?

1971 Ardahan- Göle  doğumluyum. Ailenin hayattaki 8 çocuğunun ikincisiyim, ilk, orta öğrenimimi memlekette tamamladım lise eğitimimi Ankara da ve Göle de  tamamladım. Daha sonra İstanbul hayatım başladı iktisat okudum. Ticarete atıldım bunun yanı sıra çeşitli dernek ve vakıfların kuruluşunda ve çalışmalarında bulundum daha sonra İstanbul üniveristesi sosyoloji bölümünü okudum. Sosyologların toplumsal sorunları ele alıp çözebileceği kanaatiyle Dünya Sosyologlar Derneği (Düsoder)i 2018 mart ayında kurduk ve çalışmalara başladık. Evliyim 3 erkek 1 kız evladım var. Ticaretle uğraşım devam etmektedir.

Sosyolog nedir ve topluma hangi konularda hizmet verir ?

“Sosyolog kimdir?” sorusu, sosyolojinin ne olduğu sorusuna verilen cevaplardan bağımsız olarak yanıtlanabilecek bir soru değildir. Sorunun önemi, sosyolojinin kendine özgülüğüyle bağlantılıdır. Ayrıca, sosyoloğun diğer bilim insanlarından farklı olan bazı ayırıcı yönlerinin ortaya konması, sosyolojinin hangi anlamlarda önemli bir disiplin olduğunu da kavramamıza olanak sağlayacaktır. Bu noktada, Sosyolog toplumu, toplum ile bireyin karşılıklı ve karmaşık ilişkisini anlamaya çalışan kişidir. ‘Toplumu anlamak’ basit bir kelime gibi görünse de, Sosyolog olmaya karar vermek hayatınızı, dünyaya, çevrenize ve kendinize bakışınızı değiştirecek, ufkunuzu geliştirecek baş döndürücü bir yolculuğa çıkmaya karar vermeye benzer. Bu yolculuk bildiğimiz, sıradan seyahatlerden farklıdır. Çünkü Sosyolog toplumun kalbine doğru bir yolculuğa çıkar. O sadece bir gözlemci değildir. Görünenin, aşikâr olanın altında yatan nedenleri araştırır. Toplum dediğimiz şeyin esrarengiz, gizli güçler tarafından değil de, biz insanlar tarafından yaratıldığının farkına vararak, onu değiştirip dönüştürme gücünün de yine bizlerde olduğunu göstererek özgürleştirici bir rol oynar, bir anlamda gözümüzü açar. Dünyanın sadece ‘biz’lerden, bize benzeyenlerden oluşmadığını göstererek bizleri farklılığa karşı duyarlı kılar; insanlık durumunu daha derinden kavramamıza ama aynı zamanda topluma belirli bir mesafeden bakmamıza yol açar. Doğru bildiklerimizi sorgulamaya açıp zihinsel ön kabullerimizi sarsarken, bize kendimizle ve toplumla ilgili yeni yaklaşımlar sunar. Sosyolog, üyeleri tarafından hâlihazırda anlaşıldığı varsayılan bir dünyayı yeniden anlamaya çalışan kişidir. Fakat o sadece bir gözlemci ya da öznel bakışına göre yorum yapan herhangi bir kişi değildir. Sosyolog, görünenin, aşikâr olanın altında yatan nedenleri bilimsel dayanaklarıyla araştırandır.

Sosyologlar özellikle ülkemizde halk tarafından maalesef çok fazla bilinmeyen bir bilim insanlarıdır. Halkın sizleri daha iyi anlayabilmesi için projeleriniz ve çalışmalarınız var mı ?

Öncelikle projelerden söz etmeden bu meselenin nedenleri konusuna değinmek gerekir. Bir defa Sosyoloji ülkemizde batı düşüncesi ekseninde inşa edilmeye çalışılmış ve gerek anlayış gerek sunuş gerekse de dil bakımından topluma yabancı kalmıştır ülkenin kendi Sosyolojisi değil ithal ve dayatmacı bir yaklaşımla taklidi telkin etmişlerdir. Bu sebeple ülkede Sosyoloji bilimi pek istenilen yerde değildir.

Bizler DÜSODER olarak bu konuda çeşitli projelerimiz var ve üzerinde çalışıyoruz. En önemli projelerimiz halkın dili ekseninde bu bilimi izah ederek halka indirgemek, sosyoloji okumaları enstitüsünü kurarak  bu konuda ilgilenen sosyologları araştırmaya ve geliştirmeye teşvik etmek, yine gelişen dünyada toplumsal meselelere insani çözüm eksenli bilinçlenme konferans ve seminerleri yapılmaktadır.

Türkiye’de her yıl üniversitelerin Sosyoloji bölümlerinden binlerce kişi mezun olmaktadır. Ancak Sosyoloji bölümüme verilen önem Avrupa'daki gibi yüksek olmadığından bölüm mezunlarının çoğu işsiz kalmaktadır. Çözüm önerileriniz nelerdir ?

Bir defa Sosyoloji okuyanların sorunlarına iki yönden bakmak gerekiyor. Birincisi sosyologların gerekliliğine inanan bir anlayışın sistem tarafından kabul görmesi lazım diğer taraftan da Sosyoloji okuyan meslektaşlarımızın da kendilerini geliştirmesi ve mücadele ederek pasif kalmaması gerekiyor. Avrupa da veya batı toplumlarında toplumu inşa eden uygulamalar sosyal bilimler uzmanları yani Sosyologlar tarafından gerçekleştirilmektedir. Bu bakımdan Avrupa da Doktor ile Sosyolog aynı düzeydedir. Bu gün ülkedeki sosyal sorunların böyle çok olmasının en önemli nedeni çözüme dair Sosyologların meselelerden uzak tutulmasıdır.

Türk halkının meslek dalınıza bakış açısını nasıl görüyorsunuz ?

Belirttiğim gibi Sosyoloji Türk halkına yabancı kavramlar kullanılarak anlatılmaya çalışılmış olup bu minvalde halkın pek ilgisini çekmemiştir. Son zamanlarda bu koda bilinçli yapılan mücadeleler ve anlaşılır bir sosyoloji üzerine yapılan çalışmalar bu konuda umutlu bir ilerleyiş göstermektedir.

Sizce Sosyologlar toplum için ne derece önemli ?

Bugün içinde bulunduğumuz sorunların ve çıkmazların ana kaynağı Sosyologların dışlanması ve bu çözümlerde fikirlerine başvurulmaması yatıyor.

Sosyologlar toplumsal yaşamdaki olay ve olguların neden, nasıl ve hangi koşullarda ortaya çıktığını açıklamaya çalışırlar. Sosyologların dayanağı olan teoriler, kavramsal örgüler olarak tasarlanmış, zihinsel kurgulardır. Teori, aslında gündelik yaşamda herkesin kullandığı bir tanımlama modelidir. Ancak gündelik yaşamda herkes tarafından kullanılan teoriler ile sosyolojik teoriler arasında önemli ayrımlar vardır. Gündelik yaşam teorisi, yaşantımıza devam ederken önceden tasarlanamayan bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Bu tür teoriler, yalnızca dolaylı yoldan biçimlendirilmekte ve eleştirel sorgulamaya tutulmadan geçerli kabul edilmektedir. Dolayısıyla teorinin geçerliliği bilimsel yoldan sınanmaya çalışılmamaktadır. Oysa sosyolojik teori, en başta geçerliliği bilimsel olarak sınanması gereken, eleştirel sorgulamalardan geçmiş bir teoridir. Sosyolojik teorinin öncelikli amacı, olabildiğince anlaşılır olma, mantıksal tutarsızlık ve anlamsızlıktan kaçınmak ve nihayetinde, fikirlerin deneysel gerçekliklerle uygunluğunu belirlemektir (Kivisto, 2008: 10). Kısacası, sosyoloğun yaptığının, yani sosyolojik düşünme sanatının sağlayacağı temel hizmetin, her birimizi daha duyarlı kılmak olduğunu söyleyebiliriz. Sosyolog yaptığı çözümlemelerle duygularımızı keskinleştirebilir, gözlerimizi daha fazla açabilir, öyle ki şimdiye kadar mevcut ancak görünmez olan insanlık durumlarını keşfetmemize olanak sağlayabilir.

Dünya Sosyologlar Derneği’nin bu konuda yaptığı çalışmalardan bahseder misiniz ?

Dünya Sosyologlar Derneği hem vizyonu hem misyonu itibarı ile toplumsal meselelere çözüm olmak için yola çıkmıştır.

Dünya Sosyologlar Derneği yasa ile belirlenmiş bir kurumdur.

Dünya Sosyologlar Derneği kendi felsefesine uygun çalışma tüzüğünü oluşturarak bu doğrultuda çalışmalar yapmaktadır./yapacaktır.

Dünya Sosyologlar Derneği, çalışmasında insanı merkeze koyarak anlamlı bir toplum oluşması noktasında gayret ve çaba içerisinde olan bir kurumdur. Bu nedenle ‘’TOPLUMSAL SORUNLARA İNSANİ ÇÖZÜM’’sloganı ile yola çıkmış ve bu ilkesini gerçekleştirmek için çalışmalar yapmaktadır ./yapacaktır. Toplumsal sorunlara çözüm üretirken insani değerleri merkeze koyarak milli manevi değerlerinden ödün vermeden amaçlanan yönde ilerlemeyi ilke edinmiştir.

Dünya Sosyologlar Derneği, DEVLET, KURUMLAR ve AİLE ekseninde çalışmalar yaparak bir bütünlük oluşması, yine bu bütünlüğün hakkaniyetli bir şekilde topluma yansımasının öncülüğünü yapma eğiliminde plan ve program içindedir./ İçinde olacaktır.

Dünya Sosyologlar Derneği ötekileştirmenin karşısında birleştirici misyonu ile hangi mezhebe meşrebe etnik kimliğe sahip olursa olsun bir bütünlük içinde toplumun sorunlarını gündeme getirir ve çözüm önerilerinde bulunur. Uygulanabilirliği mümkün ise uygulamasını da yapar.

Dünya sosyologlar derneği bünyesinde ki kadroların ve bünyesinde bulunduracağı kadroların her kesimden olması herkesi kucaklayacak anlayışta olmasına özen gösterir.

Dünya Sosyologlar Derneği hiçbir siyasi parti,  hiçbir cemaat, hiçbir kurum veya kuruluşun ne bir uzantısı ne bir destekçisi ne de arka bahçesi pozisyonunda değildir olmamıştır da. Siyaset üstü duruş sergilemektedir hiçbir siyasi oluşumlarla ilişkilendirilmemelidir.

Dünya Sosyologlar Derneği uzun süren saha çalışmalarından sonra resmi kimliğine kavuşmuş olup gerekli saha şartlarının olgunlaşması durumunda Türkiye’nin her bölgesinde temsilcilikler açarak çalışma alanlarını genişletip yapacağı faaliyetleri oralara da ulaştırarak aynı anlayışla genişlemeyi hedef edinmiştir.

Sosyoloji bölümü mezunları daha çok kamuda mı istihdam ediliyor, yoksa özel sektörde de istihdam alanları var mı ?

Bu bölümden mezun olanların genel arzusu istihdam edilmeleri yönündedir. Ancak işleyiş pekte öyle değildir sosyoloji okuyanların geneli kendi mesleğini yapmamaktadır.  Bununla birlikte kendi işletmesini açıp danışmanlık hizmetleri yapanlarda var elbette. Aslında çok geniş bir çalışma alanı olmasına rağmen pek fazla istihdam edilmeyen bir meslekten olduğum içinde üzülüyorum önümüzde ki dönemlerde şuna inanıyorum ki sosyoloji geleceğin en popüler bilim dalı, sosyolog ta aranan meslek mensubu olacaktır.

Bir sosyolog gözüyle Dünya'da ve Türkiye'de en önemli güncel sosyolojik gelişmeler nelerdir ?

Tüm dünyayı saran ve onsuz olmadığına inanılan bir seküler (dünyevileşme) hayat modeli bağlamında kapitalist sistemin kölesi haline gelmiş birey ve topluluklar oluşturulmuştur. Kültür ve iktisat emperyalizmi dünyada ki savaşların ve kaosların tek nedeni olma noktasında başat durumdadır. Bu bakımdan bu konu hep güncel ve hiç güncelliğini kaybetmeyecek gibi. Bunun dışındaki bazı gündeme gelen konular bahsettiğim konuları manipüle etmek için oluşturulmuş suni gündemlerdir.

Sosyologlar hayatın neresindedir ?

Mevcut durumdan kastediyorsanız üzülerek söyleyeyim ki Sosyologlar sadece sorunlara sızlanarak yaklaşan etkisiz ve yetkisiz eleman mesafesindedirler. Tabi istisna mücadele eden dostlarımız bu durumun dışında. Yani hayatın her alanında konuşması ve çözüm üretmesi gereken Sosyologlar hem kasıtlı olarak hayata dahil edilmiyor, hem de bu meslek mensubu Sosyologların pasifliğinden dolayı netice böyle bir hal alıyor.

Oysa ki Sosyologlar hayatı inşa etme açısından gerçekten ihtiyaç olan meslek mensuplarıdır. Sosyoloğun yaptığının, yani sosyolojik düşünme sanatının sağlayacağı temel hizmetin, her birimizi daha duyarlı kılmak olduğunu söyleyebiliriz. Sosyolog yaptığı çözümlemelerle duygularımızı keskinleştirebilir, gözlerimizi daha fazla açabilir, öyle ki şimdiye kadar mevcut ancak görünmez olan insanlık durumlarını keşfetmemize olanak sağlayabilir Sosyolog sorular sorarak rahat ve sessiz hayat tarzını bozmaktadır. Gerçekliği ortaya koyma çabası, ayrıca ona muhalif bir kimlik kazandırmıştır. Onun muhalifliği, eksik ya da yanlış tanımlar üzerine kurulmuş ve kalıplaşmış kabulleri körü körüne benimsememesinden, gerçekliği her koşulda ortaya koyma ısrarından kaynaklanmaktadır. Sosyolog bu ısrarından asla vazgeçmeyecektir. Çünkü onun öncelikli amacı, hâlihazırdaki kabulleri sorgulamadan benimsemek değil, aksine gerçeklikleri ortaya koyarak daha iyi ve daha insancıl bir toplum idealine katkı sunmaktır. Her şey bir tarafa, işte sadece bu nedenle bile sosyolojiye ihtiyacımız vardır.

sedef-moda
sedef-moda
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Sıradaki haber:

Sanko Üniversitesi Hastanesi’nde yeni yıl kutlaması

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.