DOLAR

32,3193$% 0.19

EURO

35,1420% -0.01

STERLİN

40,9050£% -0.3

GRAM ALTIN

2.301,55%1,07

ÇEYREK ALTIN

3.955,00%-0,36

TAM ALTIN

15.826,00%-0,30

ONS

2.211,37%0,77

BİST100

9.056,33%2,83

BİTCOİN

2287600฿%0.46294

a
alan18-kopya
ak-parti
ak-parti

KABULLENİŞ

Hayatta ayrılık sürekli karşımıza çıkmakta.

Kimi zaman;

-İşten ayrılma

-Sevgiliden ayrılma

-Evinden ayrılma

-Okuldan ayrılma

-Eşten ayrılma

-Kitaplarından ayrılma

-Enstrümandan ayrılma

-ÖLÜM vb. daha birçok örnek verebilirim sizlere.

Aslında bu yazımda sizlere yaşanmış bir olaydan bahsetmek ve aynı zamanda ayrılığın kabullenişlerinden bahsetmek istiyorum.

Hayat içerisinde ayrılık aslında yaşamımızın büyük bir bölümünü karşılamakta. Hayatta ilk ayrılığa anne karnında bulunduğumuz kendimiz için güvenli bulduğumuz ve aynı zamanda bütün besin ihtiyaçlarımızın karşılandığı bir bölümden başlıyoruz.

Anne karnından ayrılırken ilk yakarışlarımız ve ilk haykırışlarımız olan ağlama ile veriyoruz bu tepkimizi belki de hayata. Dünya içerisinde oluşacak olan açlığımızın belki de en başı. Buradaki ilk açlık dışarıdan beklediğimiz bir besin kaynağı olabilir belki ama diğer ihtiyaç ve beklentilerimizin de başı. Giderek artacak olan sahiplenme, istek ve davranışların başı.

Bugün bir annenin yaşamış olduğu ve benimde şahit olduğum durumdan bahsetmek istiyorum;

Klasik bir iş akşamı dönüşüydü benim için saat 20:00 sıralarıydı. Ev düzenimi aldım. Akşam yemeği için hazırlığımı yapıyordum. Yemeklerimi ısıttım ve tabaklara yerleştirdim. Bu sırada bu işlemleri yaparken sanki bir haykırış duymuştum fakat bundan pek emin değildim. Yaptığım işe devam ettim ve kendime bir bardak meyve suyu doldurdum. Benim için akşam yemeği hazırdı ve artık yemek yemeye başlayabilirdim. Bir iki kaşık yemeğimden yedim ve meyve suyumu yudumlarken dışarıda oluşan seslerin arttığını ve bir ambulans sesini duydum. Bir sorun vardı evet artık bunu beynimde daha da netleştirmiştim. Her şeyi olduğu gibi bırakıp hızlı bir şekilde giyinmiştim yetişebilmek için. Bulutlar bu sırada ilk damlalarını dökmeye başlamıştı. Koşarak seslerin geldiği yöne doğru gittim. Bir ambulans ve bir polis ekibi komşumuzun evinin önünde bekliyordu. Yoğun bir kalabalık vardı ve benim ilk karşılaşmam bir anne ile oldu. Doğumda yaşamış olduğu sevinç gözyaşlarının aksini bir kayıp için yaşıyordu belli ki. Daha da ilerledim ve sağlık ekiplerinin yanına indim. Merdivenlerde attığım her adımda bir yakın vardı ve ağlıyordu. Büyük bir acıya şahit olmaya gidiyordum belli ki. Sağlık ekipleri ile görüştüğümde içeride bir ası olduğundan bahsetti. Bu konuyu açan ise içeride çocuklardan biri kendisini asmış dedi ve birey daha 17 yaşındaydı.

Kalp atışımın hızlandığını fark ettim. Müdahale edilemeyecek kadar geç kalınmıştı. Çünkü ası üzerinden tam 4 saat geçmişti. Yaşama geri dönme şansı hiç yoktu.

Oysa ki anne daha bir hafta önce bir oğlunu çok güzel bir eğlence ile askere göndermişti. Her ne kadar bir ayrılık olmuş olsa da dönüşü olma ihtimali yüksek olan bir ayrılıktı. Şimdi ise dönüşümsüz bir ayrılık ile karşı karşıya olan bir olaya şahittim.

Çalışma süresini doldurmuş ve evine dönen bir anne buradaydı. Kapıyı açmaya çalışmış fakat kilitli olduğundan dolayı açamamış kapıyı bir türlü açtıktan sonra ise karşısında bir ipten sarkan çocuğunu görmüştü.

Hayatımızdaki kayıplar zaten unutulmuyor. Peki böyle bir kayıp? Nasıl unutulsun değil mi? Yıllarca canından çok koruduğun kolladığın ve mutluluklarına şahit olduğun bir evladını bu şekilde kaybetmişti.

Asının sebebi nedir bilinmez belki de ona çok ağır gelen fakat çözülmesi gereken kolay bir olaydı. Paylaşım yapmadığı için bir çözüm bulamadığı için kendince böyle bir şey yapmıştı belki de.  Ardında kalanlar için ise soru işaretleri ile dolu bilinmezliğe yolculuk başlamıştı.

Sürekli bir doyumsuzluk içerisindeyiz hayatta. Her zaman benim olsun, daha iyisi olsun, şu olsun, bu olsun, şöyle olsun, böyle olsun hangisi ile yetiniyoruz ki. Her zaman daha da fazlası olsun arzusu içerisindeyiz.

Sadece sağlık, mutluluk ve huzurla yetinmeyi ne zaman öğreneceğiz. Sağlık, mutluluk ve huzurun bizde olduğunda iş ve paranın da buna eşlik edeceğini hiç düşünemiyoruz. Biraz yetinmeyi bilelim artık lütfen. Bu hayat hepimizin ve hepimize yetecek kadar yer var. Kendi iç huzursuzluğumuza destek olacak şeylerden kaçınalım biraz. İç huzurumuza yönelelim şükredelim.

Şimdi size birazda ayrılığı kabulleniş için sunacağım birkaç detaya dikkat etmenizi istiyorum. Buradaki ana fikir ise beyninizin içinde olan biteni görerek ya da dinleyerek, “düşüncelerinizi yeniden düşünmeniz”, bir anlamda onları değiştirmek.

Düşüncemizi düşündüğümüzde her duydu durumunda Dopamin salgılıyoruz. Beyin linkleme yapar ve siz fark etmeden belki de görmüş olduğunuz bir görselde ya da kokuda hatırlama yapar. Bizler bunu fark edemez ve o anda bir sıkıntının hakim olduğunu düşünürüz. Fakat bu beynin size oyunudur ve kişi ile bağlantılı olan her şeyde Dopamin salgılamaya devam eder. Hipotalamus beyinde Dopamin salgılar. Dopamin duygularla ilgilidir. Düşündüğünüz her şey aslında Dopamin uyarıcılarıdır. Kendimize bir şeyi ya da bir kimseyi zorla unutturamayız. Aklımız ne zaman unutmadığınız bir şeye ya da bir yere  gitse sizlerden şunu yapmanızı istiyorum.

Beynimizi meşgul edelim.

-4821 sayısından 12’şer 12’şer geriye sayalım.

-Bilgisayar oyunu oynayalım.

-Faturalarımızı ödeyelim.

-Bir şeyler ezberleyelim.

-Zen müziği dinleyelim.

-Nefes egzersizi yapalım.

Yeter ki beyninizi meşgul etmeye başlayınız. Çünkü bir süre sonra, zamanda size ve beyninize yardımcı olacak.

Var olun, sevgi ile

sedef-moda
sedef-moda
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Sıradaki haber:

KATRANI KAYNATSAN OLUR MU ŞEKER?

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.