KENDİN OLMAK, KENDİN OLMAK, KENDİN OLMAK

BEĞENDİM

ABONE OL

News

40 defa söylersek yerine geliyor diye bir batıl inancımız var değil mi?

Bugün herkesin tam 40 defa ‘’-Kendim olmalıyım.’’ Cümlesini kullanmasını istiyorum. Siz de tercih ederseniz tabii ki.

En sevdiğim konu aslında kendin olmak. Çevremizde karşılaştığımız rol-model çalışmalarını kendi üzerimizde en aza indirgemeye çalışmak. Kendimizin başlı başına bir birey olduğunu ve bizim kendi özelliklerimiz olduğunu düşünmenizi istiyorum.

Uzun zamandır dikkat ediyorum sosyal medya ve sosyal çevreye. İnsanlar birilerine benzeme çabasına girmeye başlamış. Sürekli olarak blogger takipleri, sanatçıların gitmiş olduğu mekanları takip etmeye çalışma ve orada bulunma çabaları, fotoğraflarını fotoğraf çekimlerinin olduğu sayfaları takip ederek bu şekilde fotoğraf çekilmeye çalışmaları, her gün farklı bir roman ile hikaye paylaşımları yapılmaya başlanmış. Bunları farketmek için tabii ki iyi bir izleyici, iyi bir takipçi olmak gerektiriyordu. Sizlerle bu yazıyı paylaşmak için toplumu tabii ki gözlemledim.

Daha sonra sorguladım, her gün farklı kitap okunur mu?

-Evet okunabilir tabii. Bir diğer kitap kısa ve birbirinden bağımsız hikayelerden oluşuyorsa tabii ki.

Fotoğraflara göz attığımda ise; profesyonel çekimlerin yapılmış olduğu durum ile profesyonel fotoğraf çekilmek için çekilen eziyetleri düşündüm. Gün ışığını ayarlamaya çalışmak, görsel açının farklılığını düzenlemek, bedensel çalışmalar. Ben bunları bir özenme olarak dile getiriyorum.

Oysa ki her birini bir kenara bırakıp kendin olmak ve bulunduğun ortamı her detayı ile hafızana kazımak, her bir güzel anıyı ruhuna linklemek, zihnine fotoğraflamak varken neden bu başkalaşma çabası diye sorgulamadan edemiyorum. Artık insanlar bilinç olarak o kadar kalabalık olmuşlar ki yalnız kaldıklarında bunun bir huzur ortamı olduğunu düşünme yerine YALNIZ kaldığını düşünüyorlar.

Oysa kendin olmak öyle mi? Bir adet kahve veya çay ve gökyüzünün geçişinin izlemek. Evet bu benim kendime ayırdığım en güzel zaman, ruhumu dinlendirdiğim en güzel zaman, bunun adı yalnızlık değil.

Bazen arkadaşlarımın mekanlara yalnız gitmekten sıkılmıyor musun? Dediği sorular geliyor aklıma.

Hayır! hiç mi hiç sıkılmıyorum aksine o kadar zevk alıyorum ki. Bu benim zamanım. Sandalyemi alıyorum, kahvemi hazırlıyorum, zen müziğimi açıyorum ve sahil benim. Dünyadaki tüm görseller benim. İnsan nasıl sıkılsın ki bu görüntüden.

Ayrıca sizler varsınız benim için birde. Her hafta sizin için yazıyorum. Yeni bilgiler, yeni düşünceler katıyorum sizlere ne büyük şereftir, ne büyük mutluluktur.

Bazen de geçmişi hatırlıyorum. Kendin olmanın nirvanasını yaşadığımız dönemleri. Okul tatillerinde köylere gitmek, köy evinin önündeki bahçe içerisine kurulmuş olan salıncak, sabahları erken saatte plaja gitmek öğle saatinde eve gelip yemek yemek ve sonra tekrar sahile inmek hatırlamak bile ne kadar güzel değil mi?

Akşam bahçede uzanıp gökyüzünü izlemek, yıldızlara göz atmak ve en parlak olan kendi yıldızımızı seçmek ne güzel değil mi?

Kimsenin bizi takip ettiğini gözlemlediğini düşünmeden son derece rahat bir tavırla istediğiniz gibi uzanmak. Bakın bu sizsiniz. KENDİNİZSİNİZ.

İşte kendin olmak bu kadar basit. Yaşın hiçbir önemi yok. Geçmişin hiçbir önemi yok. Burada en önemli olan siz olmak, kendin olmak. Bugünde olmak.

Mutluluk için çok basit olan 10 madde paylaşacağım sizinle;

• Merak edin.

• Başkalarına yardım edin.

• Kitap okuyun. ( gerçekten )

• İyi olduğun şeyleri yap

• Kendinize inanın.

• Kalbiniz pusulanız olsun.

• Korkularınızla yüzleşin.

• Egzersiz yapın.