DOLAR

32,5988$% 0.35

EURO

34,8838% 0.04

STERLİN

40,9063£% -0.04

GRAM ALTIN

2.511,47%1,11

ÇEYREK ALTIN

4.294,00%1,08

TAM ALTIN

17.094,00%1,07

ONS

2.386,69%0,33

BİST100

9.524,59%-0,06

BİTCOİN

2031671฿%0.96844

a
alan18-kopya

LİYAKAT VE EHLİYET

Birey olarak hepimiz, bir işin, kurumun veya birimin başında işin ehli insanların olmasını isteriz. Örnek verecek olursak Berat ALBAYRAK'ın ekonomi bakanı oluşunu küçükten büyüğe hepimiz yadırgamıştık.

Şöyle dönüp duruma biraz mikro ölçekli bakalım. Bir bakkal, lokanta, restaurant, herhangi bir ürün üzerine bir imalathane veyahut bir fabrika açtığımızı düşünelim. Burada göreceğiz ki aradığımız liyakat ve ehliyet bu noktada son buluyor. Tamamen duygusallık devreye giriyor. Eğer konu bir bakkal dükkanı ise kasaya aileden yada akrabadan birisini koymak doğru geliyor. Eğer sektör orta ölçekli bir işletme ise burda da yönetim kadroları ailelerden veya akrabalardan tercih ediliyor. Yapı kurumsallaştıkça liyakat ve ehliyet devreye giriyor. Çünkü amaç var olmak ve kazanmak doğrusu üzerinde artarak artan bir grafiğe yöneliyor.

Bu durum tespitinden yola çıkar yanlışın doğru olduğunu varsayarsak Sn. Cumhurbaşkanı isabetli bir karar vermiş görünüyor. Fakaaaat sonucundan duruma bakarsak içine düştüğümüz hezimet ve kötü gidişat ehliyet sahibi insanlara işinin başında ihtiyaç olduğu ortaya çıkıyor.

Doğruyu savunurken imkan elimize geçtiğinde aynı hatayı yapmayacaksak savunmalıyız. Sözde olup özde olmayan fikriyatlar bugünkü durum gibi ülkeyi de, şirketleri de, sanayiciyi de, bakkalı da fırını da yokluğa ve yok olmaya mahkum eder.

İşi ehline vermek muktedirliği artırır, yönetim mekanizmasını işletir ve başarıya ulaşmayı sağlar. Duygusallık veya bal parmak hikayesi ise yarın birgün başınızı iki elinizin arasına alıp düşünmenize sebebiyet verir.

Edinilmiş ehliyetlerin anlam kazanması gerekir. Eğer düzen ahbap çavuş ilişkisinin üzerine kurulur ise vay halimize.

Durumun vehametini daha iyi vurgulamak adına yazıyı peygamber efendimiz döneminde yaşanmış bir olay ve hadisi ile sonlandıralım.

“Bir toplantıda Resûlulah sallallahu aleyhi ve sellem etrafındaki sahâbîlere birşeyler anlatırken, bir bedevî geldi ve

– Kıyâmet ne zaman kopacak? diye sordu.

Resûlulah sallallahu aleyhi ve sellem sözünü kesmeyip konuşmasına devam etti. (O kadar ki) oradakilerden kimisi (kendi içinden) "Bedevîyi işitti ama, sorusundan hoşlanmadı"; kimisi de " Galiba işitmedi" diye durumu yorumladı. Derken Resûlulah sallallahu aleyhi ve sellem, sözünü bitirince

-"O, kıyâmeti soran nerede?" buyurdu. Bedevî;

-Benim, buradayım ya Resûlellah! dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber;

-"Emânet zâyi edildi mi kıyâmeti bekle!" buyurdu. Bedevî;

-Emânet nasıl zâyi olur? dedi. Resûlulah sallallahu aleyhi ve sellem de;

-" İş, ehil olmayana verildi mi kıyâmeti bekle!" buyurdu.”

sedef-moda
sedef-moda
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Sıradaki haber:

Hayat bir kaç şey değil…

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.