DOLAR

32,4976$% -0.15

EURO

34,9663% 0.32

STERLİN

40,7653£% 0.43

GRAM ALTIN

2.430,45%0,32

ÇEYREK ALTIN

4.053,00%-0,58

TAM ALTIN

16.189,00%-0,41

ONS

2.325,81%0,44

BİST100

9.810,57%0,91

BİTCOİN

2063475฿%-4.36688

a
alan18-kopya

LÜTFEN UYANALIM ARTIK!

Hiç dikkatinizi çekiyor mu?

Kafanızı kaldırıp, çevrenize şöyle bir baktığınızda hep yabancı tabelaların ve markaların kuşatması altında olduğumuzu görüyoruz.

Bir yanda İngilizce, bir yanda Arapça tabelalar…

Nereye gidiyoruz?

Bu gidişe kim dur diyecek?

Diye sormadan da edemiyorum…

Bu gerçekten de çok acı bir durum!

Bizim ülkemizde “Markalaşma”nın öneminin tam olarak anlaşılabildiği kanaatinde değilim.

Çünkü bir yatırımcı işyerinin kapısına asacağı tabela için çok farklı düşünüyor.

Hiç yabancı dil bilmese de; bazen özentiden, bazen de iyi bir algı yaratacağını düşünerek işyerinin tabelasını Türkçe olmayan kelimelerle donatıyor.

Bu durum ben ve benim gibi Türkçeye aşık insanların yüreğini sızlatıyor…

Halbuki, Türk Standartları Enstitüsü (TSE) tarafından hazırlanan “Kurum ve Kuruluşlarda Kullanılan Tabelalar için Kurallar” standardı 19 Mart 2018 tarihli Teknik Kurul'da kabul edilerek “TS 13813″ standart numarası ile yayınlanmıştı.

Bu karara göre reklam, tabela ve tanıtımlarda Türkçe kelime kullanımı esas alınmıştı.

Tabelada eğer yabancı dilde de ifadeler kullanılacaksa Türkçe kelimenin yaklaşık yüzde 25'i büyüklüğündeki puntolarla yazılması kuralı getirilmişti.

Fakat, başta İstanbul’da olmak üzere yurdumuzun dört bir yanında bir çok işletme sahibi bu kurala uymuyor. Kendilerine yapılan uyarı ve cezai işlemlere rağmen kural ihlali yapmaya devam ediyor.

Bunların en başında da Arap sermayeli işyerleri geliyor.

Gaziantep’te de durumun bundan farklı olduğunu düşünmüyorum.

Yabancı tabela merakı ya da yabancı markalara ilgi bu kadar masum mu, acaba?

Bence değil…

Bu durum gittikçe güzel dilimizin ve kültürümüzün yozlaşmasına ve yok olmasına sebep olur diye düşünüyorum.

Şimdilerde bir de medya alanında yeni moda başladı…

Yaygın ve Yerel Medyamızın arasında, yabancı isimlerle faaliyet göstermeye başlayan (Amerikan, İngiliz, Arap, Rus, Çin kökenli) dış bağlantılı medya kuruluşlarının da faaliyette olduğunu görüyorum.

Soruyorum sizlere, bunlar babalarının hayırına mı? Türkiye’de faaliyet gösteriyorlar…

Ya da Türkiye’yi çok sevdikleri için mi? Türk gazetecilerin işsiz kalmamaları için mi? buralarda habercilik yapıyorlar!

Bence hiç biri değil…

Ülkemizin üzerinde oynanan oyunun bir parçası bunlar.

Dünyanın bir ucundan kalkıp gelip, burada faaliyet gösteriyorlarsa bir beklentileri var demektir!

Şimdi gözümüzü dört açma zamanını yaşıyoruz beyler!..

Birbirimizi ötekileştirmeden, bir an önce kucaklaşmanın gerekli olduğunu düşünüyorum.

Bu ayrıştırmayı siyasilerimiz yaparken, maalesef gazetecilerimiz de buna ayak uyduruyor.

Çünkü; Yasama, Yürütme ve Yargı’dan sonra 4’ncü Kuvvet olarak kabul edilen Medya’yı “Gazeteci Patronlar” yönetmiyor. Bu yüzden bir an önce Türk Medyası’nın “İşi sadece Gazetecilik” olan ve bu alanda faaliyet göstermeyi kabul edecek patronlar tarafından yönetilmesini diliyorum.

Yoksa durumumuz ortada…

Elin oğlu, “Siz bu işi yapamıyorsunuz” dercesine dünyanın bir ucundan gelip ülkemizde faaliyet gösteriyor.

Lütfen uyanın artık!…

sedef-moda
sedef-moda
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Sıradaki haber:

İSTANBUL-GAZİANTEP GÖNÜL HATTI

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.