RAPUNZEL

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Aşık olduğu adama kavuşmak için saçlarını şatolardan sallandıran Rapunzel ile büyüdük biz. Bir kadının sevdiğine kavuşması için canının yanmasını umursamaması gerektiği ilmek ilmek işlendi bilinçaltımıza. Bir erkeğin ise o aşk için zerre çaba harcamaması fikri ise normalleşti zihnimizde. Yıllar geçti.. Unuttuk Rapunzeli, ne de olsa "Sarı saçlarından o sorumluydu":)

Zaten Rapunzel olmak için uzun sarı saç, şato ve bir de prens lazımdı. Sonra farkettik ki birinin bizi aşağı çekmesi için bunların hiç birine ihtiyacımız da yokmuş. Yaşadıkların, taşıdıkların seni çok rahat aşağılara çekebilirmiş. Öğreniyorduk ama bilinçaltındaki Rapunzel bizi rahat bırakmıyordu. "Rapunzel zebellah gibi adamı saçlarıyla taşımış ben bu yükü taşımışım çok mu" diyorduk sabırla.. Sabırla taşıyorduk. Mor menekşeden, pembe gülden tad alma, acılardan dem vurma marifetimiz vardı.

Ama sonra, çok sonra bir gün saçlarınızın teline bile kıyamayan biri çıkıyordu, size bulutlardan köprüler, kuş tüylerinden salıncaklar yapıyordu. İşte o zaman “Çık hayatımdan Rapunzel” diyor. Ve saçlarınızı kestiriyorsunuz..