ÜNİVERSİTELİ İŞSİZ ORDUSU

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

İşsizlik, bir çok tanıma konu olmuş kavram.

Gelin önce işsizlik tanım olarak neymiş basitçe bir bakalım. İşsizlik, faal nüfus içinde bulunduğu halde çalışmayan ve iş arayanların bulunduğu durumdur. İşsizliğinde kendi içerisinde çeşitleri vardır. Kısaca bunlarada değinecek olursak

1. Friksiyonel İşsizlik : Eğitimlerini yeni tamamlayanların iş buluncaya kadar, çeşitli nedenlerle işlerini değiştirmek isteyenlerinde mevcut işlerini bırakıp yeni işe başlayıncaya kadar geçen süredeki işsizliğe denir.

2. Yapısal İşsizlik : Ülkenin ekonomik yapısında meydana gelen değişmelerin sebep olduğu işsizliğe denir.

3. Konjonktürel İşsizlik : Ekonomide konjonktürün daraldığı dönelerde ortaya çıkan işsizliğe denir.

4. Mevsimlik İşsizlik : Mevsimlere bağlı olarak çalışılan iş alanlarında mevsim dışında ortaya çıkan işsizliğe denir.

5. Gizli İşsizlik : Fiilen bir işte çalışılıyor görünülmesine rağmen, üretime hiç katkısı olmayanların oluşturduğu işsizliğe denir.

6. Gönüllü İşsizlik : İş bulabildiği halde mevcut çalışma şartlarını, ücret düzeyini vb. durumları beğenmeyerek çalışmak istemeyenlerin oluşturduğu işsizliğe denir.

Bu kadar kitabi bilgiden sonra bakalım bizim ülkemizde hangi tür işsizlikler daha yoğun. Üzülerek söylemek isterim ki bizde bu altı işsizlik türünün altısı da azımsanmayacak kadar mevcut.

Birde bunlara torpilsizlikten kaynaklanan işsizlik türünü ilave edersek vay bizim halimize.

Ülkede artan üniversite sayıları, üniversiteleri 90 lı yılların liselerine çevirdi çok şükür. Bu üniversitelerden mezun olan insanların haklı beklentileri var, lakin bu beklentileri karşılayacak işgücü talebi yok.

Pardon da sizler üniversiteleri ticari faaliyet alanlarına çevirdiniz. Buradan oluşan işsizler topluluğunu yukarıda ki altı işsizlik türünden hangisine uydurursanız uyar.

Bu kadar nitelikli bilim insanı yetiştiren bir ülkede muhakkak ki nitelikli ara eleman yetiştirme olasılığı zayıflamıştır. Herkes mühendistir teknikere ihtiyaç kalmaz, herkes doktordur hemşire ve sağlık memuruna ihtiyaç kalmaz, herkes öğretmendir okullarda diğer personellere ihtiyaç kalmaz vb. örnekleri çoğaltabiliriz.

Bunun üzerine birde ülke ekonomisini sadece tüketen bir yapıya getirirseniz buyurun çıkın işin içinden çıkabiliyorsanız.

Durum onu gösteriyor ki;

Gelecekte berber bulma olasılığı zayıf,

Mahallende zor ki bir kasap dükkanı olsun,

Zaten terziye ihtiyacın yok, kişi başı gelirin yüksek eskiyenini at yenisini al,

Çiftçiye ihtiyacın yok şehirler insan yığını

Hayvancılık mı oda ne olaki kim yapacak o işi,

Bu acı tabloda da bir çok örnek sıralayabiliriz.

Onun için bu ülkede aslında işsizlik yok.

Bir türlü yönetilemeyen bir ekonomi politikası var.

17 senede bir nesil yok ettiniz. Lükse özentiyle insanların çalışma hırsından çok nasıl kısa sürede zengin olur yatarak para kazanırım ı aşıladınız.

Bu durumda sadece iktidarın payı yok, ailelerin de şapkalarını önlerine koyması lazım. Herkesin evladı üniversite okumak zorunda maazallah yoksa işsiz kalır. Hiç düşünmeyin bu kadar üniversitelinin yetiştiği bir toplumda bir de üniversiteli işsizlik patlaması olur mu diye. Devlet ya bu bir şekilde iş sağlamak zorunda.

Bu zihniyetle de çocuklarınızın en verimli dönemlerinin ona buna özentiyi örnek göstererek baskı ve stres altında yok olmasına sebep veriyorsunuz.

Şahsi kanaatim şudur ki; Fakülteler alımlarda daha seçici olsun,

Bu ülkenin ara elemana da ihtiyacı var, esnafa da ihtiyacı var, tüccara da ihtiyacı var tacire de ihtiyacı var.

En önemlisi bu ülkenin üreten ekonomiye ihtiyacı var. Üreten ekonominin olduğu yerde işsizlik olmaz.

İktidarlara tavsiyem üniversite açana kadar yatırım alanları oluşturun.

Kusura bakmayın hiç birinizin bu ülkenin kaderiyle ve geleceğiyle oynamaya hakkı da yok haddi de yok.

Alın teri ile yaptığı işten gocunmayan, evine helal lokma götürme gayretinde olan nesillere ihtiyacımız var bizim.

Tüketen Türkiye’yi siz var ettiniz. Artık müsaade edin belki üreten Türkiye’yi başkaları var eder.