SOKAK HAYVANLARI CAHİDE İLE HAYATA TUTUNUYOR

Sokak hayvanlarına yönelik düzenlemeler içeren kanun teklifi, büyük tartışmalar arasında Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu’nda kabul edilerek TBMM Genel Kurulu’na gönderilirken, Gaziantep’te CAHİDE (Canlı Hayatını İyileştirme Derneği) Vakfı’nın 69 bin metrekare alan üzerinde faaliyet gösteren barınağında,  sokağa atılmış sahipsiz bir çok hayvan yeniden hayata tutunuyor.

Sokakta yaşayan köpeklerin “insanlar için hayati tehlike oluşturduğu” gerekçesiyle hazırlanan Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi büyük tartışmalar arasında Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu’nda kabul edilerek TBMM Genel Kurulu’na gönderildi.

Yasa teklifinin ardından gözler, Gaziantep’te, 2010 yılında kurulan ve kimsesiz sokak hayvanlarının yardımına koşan Canlı Hayatını İyileştirme Derneği (CAHİDE) vakfına çevrildi.

Gaziantep’in Oğuzeli ilçesinde, 69 bin metrekarelik alan üzerinde kurulu ve 21 bin metrekarelik bölümü faaliyete geçirilen Türkiye’nin en büyük hayvan barınaklarından olan hayvan barınağıyla öne çıkan CAHİDE Vakfı barınaklarında yaklaşık 200 sokak köpeği veterinerler ve görevliler nezaretinde hayata yeniden tutundu.

Haftada bir gün veterinerler tarafından kontrolleri yapılan ve varsa bir sağlık sorunu müdahale edilen sahipsiz hayvanların barındığı Hayvan barınaklarında, felçli hayvanlarda unutulmadı ve sürünürken yaralanmamaları için tamamen deniz kumundan oluşturulan özel alanda tedavileri için büyük çaba harcanıyor.

CAHİDE Vakfı Kurucu Başkanı Dr. Cengiz Bayram, hayvan barınaklarında kalan sahipsiz hayvanların beslenmesi konusunda duyarlı vatandaşların da destek verdiklerini, çocuklarıyla birlikte gelerek hem çocuklarına hayvan sevgisini aşıladıklarını ve hem de mama getirdiklerini söyledi.

Dr. Cengiz Bayram, komisyonda kabul edilerek TBMM’ye sevk edilen sokak hayvanlarına yönelik düzenlemeler içeren kanunun değişeceğine inandığını belirterek,” Şu anda mecliste görüşülen bir yasa var. Yasa değişecektir. Bizim dinimiz çok farklı bir din. Bizim Peygamberimiz çok farklı bir insan. Hayvanlar konusunda savaşta bile yani köpeğini emziren bir anne için o ordusunun güzergahını değiştiren bir Peygamber. Ya da karıncalardan dolayı yolunu bile değiştirip ordusu başka yerden giden bir peygamberden bahsediyoruz. Yani biz Müslümanız diyen bir partinin böyle bir Peygamberi varken böyle bir adım atması mümkün olabilir mi? “ dedi.

CAHİDE Vakfı tarafından toplam 69 bin Metrekare alan üzerinde kurulan hayvan barınağı hakkında bilgiler veren Dr. Cengiz Bayram, “Burası Cahide Vakfı bünyesinde kurulan bir yer. Kuruluş felsefesi de şu. Allah bütün canlıları yarattı, insanı da bu canlılara koordinasyon görevi verdi. Bütün bu toprakları da bu canlılara beraber yaşasınlar diye verdi. Dolayısıyla insan bu topraklarda aslında bir emanetçi. hukuktaki kavramıyla görevini kötüye kullandı, zimmet suçu işledi ve bütün toprakları sanki kendisininmiş gibi aldı, ülkeler kurdu, tapu daireleri, tapular derken bir baktık bu hayvanlara hiçbir yer kalmamış. Bu vakıfta Allah’ın onlara verdiği bu hak ettikleri yerin 69.000 metrekaresini insanlardan alarak tekrar bu hayvanlara bahşettik. Dolayısıyla buradaki kuruluş amacı bu. Burayı daha önce 7.500 metrekare bir yerimiz vardı. Ora çok küçük geliyordu. Buranın şu anda 69.000 metrekarenin 21.000 metrekaresini yaptık. 9 bin metrekaresi destek alanı 12. bin metrekaresi, hizmet alanı. 12 bin metrekarede de yaklaşık 25 tane 3 bin metrekare gördüğünüz büyük alanlar var. Bir de 50’şer metrekarelik yaklaşık 10 tane de farklı bir bölüm var. Ayrıca birde kum havuzumuz var. Aşağı yukarı 350 metrekare. Oranın 15-20 santim kalınlığında deniz kumu var. Oraya felçli hayvanları koyuyoruz. Böylece sürünseler bile yara oluşmuyor. Dışkılarını ve idrarlarını oraya yapıyorlar. Dışkılarını ve idrarlarını oraya yapıyorlar. Biz onları topluyoruz. Şu anda da toprağı kuyu gibi deleceğiz. O dışkıları o on metre kare aşağılara atacağız inşallah” diye konuştu.

Dr. Cengiz Bayram yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:

KARANLIĞA KÜFRETMEK YERİNE BİR MUM YAK

Burada tabi gölgelikler var. Biz ağaç diktik epey buraya fakat buranın zemininden dolayı ağaçlar genelde o tarafta pek tutmadı. Bu tarafta erozyondan dolayı daha fazla toprak olduğu için buralarda tuttu. Şimdi oraya toprak getirip tekrar ağaç dikmeyi düşünüyoruz ama o zamana kadar da 3’e 6 boyutunda ya da 3’e 4 boyutunda gölgeliklerle ancak gölgeliği sağlıyoruz. Otomatik soluklar var. Mamalar, kuru mamalıklar var. Onlar tabii yerden yaklaşık 20 santim yükseklikte. Sebebi de toz toprak gelmesin diye. Kişi başına günde 300 gram kuru mama dağıtıyoruz. Haftada bir veterinerimiz geliyor, bakıyor. Problemli olanlar varsa onları götürüyor, tedavi ediyor. Ama aşılamalarını işte kene ilaçlarını vs. burada yapıyoruz.

Dolayısıyla hani karanlığa küfretmek yerine bir mum yakmayı amaç edilmiş bir yer burası.

200 CANLI BARINIYOR

Şu an 200’e yakın dostumuz var burada. Dolayısıyla kalabalık değil. Yani ortalama dört beş tane. Her biri üç yüz metrekareydi ama bunun kapasitesi on beşe kadar çıkabilir.

Valla biz olumsuz tepkiye zaten çok kulak asmıyoruz. Diyoruz ki karanlığa küfretme bir mumyak. Yani bizimki ilkemiz bir sıfırdan iyidir.

ÇOCUKLARA CANLI SEVGİSİNİ ÖĞRETİYORUZ

İnsanlar buraya geliyorlar, çocuklarını getiriyorlar. Mama getiriyorlar bizlere. Ve çocuklara, onlara canlı sevgisini burada öğretiyoruz.

Kulübeler yapıp getiriyorlar. Yani bizim için emek sarf eden herkes şikayet etmek, eleştiri yapmaktan daha değerli.

Biz eleştiri yapan insanları sevmiyoruz. Yapsınlar ama öneride getirsinler. Yani sadece eleştiri yapmak yapıcı bir şey değil. Burada insanlar hiçbiri para amacı gütmüyor.

Ben şimdi çocuklarıma verebileceğim bir miras yerini ki bugün burada 70 bin metrekare bir yer oldukça değil mi? Bir bedeli olan bir yer. Dolayısıyla ben bunu Buraya vermişsem, demek ki niyetim kötü değil. Her ne kadar Cengiz Bey köpeklerden iki hastane kazandı diyorlarsa ben doğru diyorum. Allah bize bunlara hizmet ettiğimiz için onu vermiş olabilir yani.

MECLİSTE GÖRÜŞÜLEN YASA DEĞİŞECEKTİR

Şu anda mecliste görüşülen bir yasa var. Yasa değişecektir. Bizim dinimiz çok farklı bir din. Bizim peygamberimiz çok farklı bir insan. Hayvanlar konusunda savaşta bile yani köpeğini emziren bir anne için o ordusunun güzergahını değiştiren bir peygamber. Ya da karıncalardan dolayı yolunu bile değiştirip ordusu başka yerden giden bir peygamberden bahsediyoruz. Yani biz Müslümanız. Diyen bir partinin böyle bir peygamberi varken böyle bir adım atması mümkün olabilir mi?

CANI ALLAH VERİR, ALLAH ALIR

Bence bu toplum bilinçlidir ve zannediyorum çektiler de yani o kelimeyi. Bizde şu var. Allah bir canı veriyorsa sadece o alır. Kimse Allah’ın yerini kendisini geçiremez. Tabii ki kader var. Efendim, trafik kazası vs. Açlık, bunlar kader. Ama şu var, bizim görevimiz dediğim gibi biri sağlamak. Bir sıfırdan iyidir, iki de birden iyidir.

VETERİNER DE BİR HEKİMDİR VE YEMİN EDER

Hastalık ve bulaşıcı diyor, şimdi veteriner de bir hekimdir. Hekimler yemin ederler. Adam zaten onursuzsa yani o onu kötüye kullanıyorsa diyebilecek yok. Bir tek Türkiye’de biliyorsunuz kuduzla ilgili bir sıkıntı var. Bugüne kadar kuduz denilmeyen bir vaka yok. Niye? Korkuyorlar ya kuduz çıkarsa diye. O da kendini emniyete ama onun haricinde kuduz dışında hiçbir canlıyı ben bir veterinerin ölüm emri vereceğine inanmıyorum. Zaten o onu da insanlar afişe ederler. Kolay değil bir canlının ölüm emrini vermek. Ölüm emri Allah’a mahsus. O yüzden kimse kendini Allah’ın yerine koyamaz.

BİZİM YAPTIKLARIMIZ FARKLI BİR ŞEY DEĞİL

Türkiye’de bizim yaptıklarımızı insanlar sanki farklıymış, çok iyi bir şey yapıyormuşuz gibi bize söylüyorlar. Halbuki değil. Sorun şurada Kasa limon düşürün, tamam mı? Çürümüş çoğu. İçinde kalan 4-5 tane limon insanlar tarafından değerliymiş gibi addediliyor. Halbuki, insansı olmak lazım. Yani bu limonlar niye çürüdü. Bugün bizim yaptığımız normal.

ALLAH HERKESE FARKLI BİR GÖREV VERMİŞ

Allah herkese farklı bir görev vermiş. Kimine okul, kimine, cami, kimine öğrenci yurdu yapma görevi vermiş, bize de bu görevi vermiş. Bizde bu görevi yerine getirmeye çalışıyoruz. O yüzden canlıyı severseniz, insanlar mutlu yaşar. Canlıyı sevmezseniz, hiçbir insanın mutlu yaşaması mümkün değil.