DOLAR

32,5483$% -0.02

EURO

34,9507% 0.1

STERLİN

40,6589£% 0.23

GRAM ALTIN

2.426,35%-0,15

ÇEYREK ALTIN

4.076,00%-0,05

TAM ALTIN

16.254,00%-0,02

ONS

2.317,89%-0,16

BİST100

9.645,02%-0,50

BİTCOİN

2167080฿%-0.6575

a
alan18-kopya

TFF VE A MİLLİ TAKIM

Türkiye A Milli Futbol takımı Faroe Adaları’na 2-1 mağlup oldu.

Evet acı verici bir sonuç, evet Faroe Adalı Türk Milli takımı klasında bir takım değil, Türk futbolu Faroe Adaları futbolunun çook önünde, evet maç öncesi hepimizin beklentisi galibiyetti hatta farklı bir galibiyet beklentisi içerisindeydik. Grup birinciliğini daha önce garantilemiş Milli takımımızın C liginden, B ligine yükselmesini en azından galibiyet ile taçlandırmak isterdik.

Olmadı, yenildi Milli takım.

Futbolda zaman zaman böyle sürpriz denilebilecek, insanın canını acıtabilecek sonuçlar alınabilir. Ki, bu güne kadar kimlerin kimlere yenildiğini, kimlerin biz bu takımın kalesine gol olup yağarız dediği takımlara mağlup olarak turnuvalara veda ettiğini yaşadık, gördük.

Maçın ardından yapılan yorumlara bakıyorum sanki Milli takım en alt lige düşmüş, bir daha uzun yıllar turnuvalara katılamayacakmış gibi bir hava estiriliyor spor medyasında.

Neymiş efendim, teknik direktör falanı kadroya almamış, filanı almış, şöyle oynatmamış, böyle oynatmış…

Neymiş efendim, TFF Yönetim Kurulu Üyesi ve Milli Takımlar Sorumlusu Hamit Altıntop ekranlara çıkıp, elini masaya vurarak konuşmuş….

Maçın hemen ardından yıllardır ekranlarda, gazete köşelerinde Türk futboluna kendi istedikleri şekilde yön vermeye çalışanlar feryat figan ediyorlar, ellerinden gelse Stefan Kuntz’u, Faroe Adalarından uçağa bindirip ülkesi Almanya’ya gönderecekler, Hamit Altıntop’un da istifa etmesini sağlayacaklar.

Konuşanlar, aylardır, “Şu takım bir iki kötü sonuç alsada, bu adamları gönderip, yerine falanı, filanı getirsek” diye ellerini ovuşturan insanlar.

Kendileri ekran karşısında muhataplarına söz hakkı dahi tanımadan her türlü hakareti, her türlü ağır sözleri söylerken kimse bir şey demez. Birisi çıkıp eleştirilere biraz sert bir cevap verince kıyamet kopar.

Niye, çünkü alışmışlar futbolu dizayn etmeye, birini götürüp kendi istediklerini getirmeye. Türk futbolu, alt yapı, genç oyuncular, tesisler aslında umurlarında değil, şöyle bir konuşup geçerler.

Bugüne kadar hiçbir yorumcudan, spor yazarından ve spor medyasından, Milli takımın başına gelmek isteyen, bunun içinde sağladıkları ilişkilerle sürekli gündemde kalan kişileri, Türk futbolunu, futbolun içinden gelenlerin yönetmesi için TFF yönetimlerine girmelerine, MHK kurullarına girip ellerini taşın altına koymalarını istediklerini, bu yönde zorladıklarını hiç görmedim.

Takım İki maç kaybeder, başındaki çok kötü bir teknik adam için hemen gitsin, yerine birde isim verilerek falan gelsin denilir.

Televizyonlar, gazeteler Dünya yıldızlarını çeşitli takımlara yakıştırarak manşetlerine taşırlar, kamuoyu baskısı oluştururlar, o yıldız baskının da tesiri ile getirilir, sonra aynı adamlar çıkar bu adama bu kadar para verilir mi ?, Giden benim ülkemin parası, yazık bu paralara diye eleştirirler.

Bakın Basketbola…

Federasyon yönetimi Basketbolun içinden gelenlerden oluştuğu için gururumuz oluyorlar, her maçını ayrı bir heyecan, ayrı bir şevkle izliyoruz.

Ama iş futbola gelince, kimse elini taşın altına koymaz, şu takımın başına geçeyim, paramı alayım, keyfime bakayım diye düşünür. Gittiği takımın başında başarısız olur, gönderilir, aradan bir süre geçer ilişkiler yeniden harekete geçer ve o futbol adamı bir bakarsınız yeniden aynı takımın başına gelmiş. E hani bu adam başarısız olduğu için gönderilmişti.

Bence artık spor medyasının da kendine bir çeki düzen vermesi gerekiyor. Çetrefilli ilişkilerden çekilmeli, Türk futbolunun dünyada söz sahibi olabilmesi için projeler üretmeli, bunu kamuoyuna dikte etmeli ve uygulanması için baskı unsuru olmalı.

Birde aklımın almadığı, Türk futbolunun kurtarıcısı olarak sadece üç-beş kişinin ismi geçiyor. Yahu, o isimler arasında saydığınız futbol adamları ile Türk Milli Takımı gitti Avrupa futbol şampiyonasında sıfır çekti geldi, bu takım B liginden C ligine düştü, şu an o isyan ettiğiniz mağlubiyeti aldığınız Faroe Adaları ile mücadele etmek zorunda bırakıldı.

Milli takım kötü gider o gelsin.

Beşiktaş kötü gider o gelsin…

Galatasaray kötü gider o gelsin…

Fenerbahçe kötü gider o gelsin…

Örnekleri daha çoğaltabiliriz…

Bırakın artık bu işleri…

Bu ülkenin Şampiyonlar liginde uzun yıllar sonra temsilcisi yok ve daha uzun yıllarda olacağını sanmıyorum. FİFA sıralamasında bilmem kaçıncı sıraya düşmüşüz, UEFA sıralamasında yerlerde sürünüyoruz ve Şampiyonlar ligine gidecek takım 3, Avrupa ligine gidecek takım 2 – 3 ön eleme oynamak zorunda. Konferans ligini saymıyorum bile.

Şimdi, Türk futbolunun ayağa kalkması için, futbol adamları ile, spor medyası ile, yöneticileri ile, teknik adamları ile, yorumcuları, yazarları ile herkesin elini taşın altına koyma zamanı…

Türk futbolu belki bu şekilde kurtulur ve yeniden Dünya ve Avrupa sahnelerindeki yerini alır.

sedef-moda
sedef-moda
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Sıradaki haber:

20 AĞUSTOS KARA GÜN VE GAZETECİLER

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.