YARGITAY’A SARAY RESTİ

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

2019-2020 yılı Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde yapılacak olan adli yıl açılış törenine Yargıtay tarafından davet edilen barolar teker teker katılmayacaklarını beyan ediyorlar. Daveti reddeden baroların sayısı 41’e ulaştı. Kısaca bir tarih yoklaması yapalım. Sonra barolar haklı mı haksız mı siz karar verin.

**

10.05.2014, Danıştay’ın 146. Yıldönümü Kutlamalarında, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Feyzioğlu ve Başbakan Erdoğan arasında gerginlik yaşandı. Van Depremi üzerine konuşan Feyzioğlu’na ‘yanlış konuşuyorsun’ diyerek sinirlenen Başbakan dönemin Cumhurbaşkanı Gül’ün yatıştırmalarına rağmen sözlerine devam etmiş ve Fevzioğlu’na siyasi konuşma yaptığını böyle bir hakkı olmadığını söylemişti. Yaşanan gerginlik üzerine Başbakan Erdoğan salonu terk etti. Kutlamalara gölge düşerken, yargıda avukatlar için sıkıntılı bir döneme girilmiş oldu. 

**

Yıl 2015, 1 Eylül adli açılış törenine avukatları temsil eden Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı açılışa çağırılmadı.

**

Yıl 2016 yani 15 Temmuz darbe girişiminin meydana geldiği yıl, 1 Eylül adli yıl açılış törenine TBB Başkanı konuşmacı olarak çağırıldı. Bir otelde yapılacak olan daveti kabul eden TBB, adli yıl açılış töreninin Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne taşınması üzerine TBB Yönetim Kurulu Kararı ile davete katılmama kararı aldı. Adli yıl açılış töreninin Saray’da yapılmasının yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığına, kuvvetler ayrılığına gölge düşüreceğini savundular. Bunun yanlış olduğunu söylediler. Nitekim haklı çıkacaklardı… Savunmanın yani avukatların temsilci göndermediği bu adli açılış sonrası yargının iddia ve yargılama makamı hakim ve savcılar çirkin haberler ile o dönem yıpratıldı. Gazetelerde, ‘Hakim ve Savcılar Erdoğan’ı Ayakta Alkışladı, Mesele Saray Değil, Cübbenin Düğmesi Meselesi’ gibi yargı bağımsızlığı algısını gerçekten zedeleyen haberler yapıldı. Erdoğan geldiğinde hakim ve savcıların ayağa kalkması bazı çevrelerce yanlış bulundu.

Devletin yerine getirmesi gereken üç temel görevi vardır. Bunlar yasama, yürütme ve yargıdır. Anayasamız gereği bu güçler birbirinden ayrılmıştır. Devletin devlet olabilmesi içinse bu kuvvetler ayrılığı şarttır. Burada yargının, yasama ve yürütme faaliyetinden ayrı olması çok büyük önem taşımaktadır. Yargının hiçbir baskı altında kalmadan adaleti sağlaması gerektiğinden hiçbir siyasi veya sivil otoriteyi kabul etmemesi gerekir ve bunu tehlikeye düşürecek davranışlarda bulunamaz.

**

Yıl 2017, TBB Başkanı adli yıl açılış törenine konuşmacı olarak değil dinleyici olarak davet edildi.

**

Yıl 2018, adli yıl açılış törenine dinleyici olarak çağırılan TBB Başkanı katılım göstermedi.  

**

Yıl 2019, 2019-2020 adli yıl açılış töreni yine Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde olacak. Yargıtay’ın davet ettiği barolar teker teker daveti reddediyor. Bir avukat olarak beni temsil eden baronun adli yıl açılış törenine katılmama kararı beni çok mutlu etti.

Cumhurbaşkanı ve İktidar Partisi AKP Genel Başkanı’nın yaşadığı Saray’da adli yıl açılışı kulağa pek yargı bağımsızlığı gibi gelmiyor. Yargıtay’a saray resti çeken barolar tarihe önemli bir not düştü. Kanaatimce baroların bu davete katılmaması adalet adına yerinde olmuştur. Türkiye’de yer mi bitti? Hakim Savcı kuraları bile Saray’da çekiliyor. Çok yanlış buluyorum. 2016 yılından bu yana ciddi bir muhalefet Yargı Faaliyetlerinin Külliyede yapılmasını eleştiriyor. Umuyorum ki 5 yıldır süren ve yorulan yargı camiasındaki tüm çekişmeler haklının lehine son bulur.

**

Not: Yargı derken, Hakim, Savcı ve Avukatı kapsayarak konuşuyorum ama 5 yıldır uygulanan prosedüre bakılınca adli yılın avukatlarla pek ilgisi yokmuş gibi gözüküyor. Yargıtay Başkanlığı açıklama yapmış, baroların feraset düzeyi eleştirilmiş. Feraset, anlayış ve sezinleme demek. Havalı bir kelime tabi…