“YENİ TÜRKİYE EKONOMİ MODELİ BİZİ İYİLEŞTİRMİYOR”

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Gaziantep Ticaret Odası‘nın genişletilmiş Meclis toplantısında konuşan GTO Başkanı Tuncay Yıldırım,” Yeni Türkiye Ekonomi Modeli çerçevesinde atılan adımlar ne yazık ki bizi iyileştirmiyor” dedi. Meclis toplantısında, geçtiğimiz haftalarda vefat eden GTO 8 Nolu Cafe, Restoran ve Catering Hizmetleri Meslek Komite Başkanı Ahmet Hidayet Abuşoğlu anıldı ve ailesine şilt takdim edildi.

Uzun yıllar sektörünün gelişimi için, sorunların çözümü için çok kıymetli çalışmalara imza attı. Sektörünün önde gelen ve çok sevilen şahsiyetlerinden biriydi. Biz, Gaziantep Ticaret Odası olarak kendisini daima hatırlayacağız. Ahmet Bey’e Allah’tan rahmet, kıymetli ailesine, yakınlarına ve camiamıza baş sağlığı diliyorum.” dedi.

YILDIRIM: BAŞARI HİKÂYELERİNE İMZA ATTIK

Genişletilmiş meclis toplantısında konuşan ve 4 yıllık görev sürelerinde elde ettikleri başarılara kısaca değinen GTO Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Yıldırım, “GTO’nun 124 yıllık kurum kültürünü ve hafızasını terk etmeden yol alırken birlikte başarı hikâyelerine imza attık. EFQM 5 yıldız ödülünü alan ülkedeki ilk ticaret odası olduk. Dünya Odalar Birliği yarışmasında birincilik ödülü aldık. TOBB akreditasyon sisteminde A sınıfı oda olduğumuz bir kez daha tescillendi. Bizden önce başlatılmış projelere sahip çıkıp devam ettirmeye, daha da ileriye taşımaya çalışırken birçok yeni projeyi de hayata geçirdik. GETHAM’ı resmen hizmete açtık ve proje süresi bitiminde şirketleştirerek bölgedeki KOBİ’lere hizmet sunan bir inovasyon merkezi haline getirdik. Mesleki Yeterlilik Merkezimizin kapasite ve hizmet alanını genişlettik. Tahkim ve Arabuluculuk Merkezini kuran sayılı odalardan biri olduk. Dış Ticaret İstihbarat Merkezini kurduk. Gaziantep Gastronomi Akademisi ve Uygulama Restoranını hizmete açtık.” ifadelerini kullandı.

YILDIRIM: EN GÜÇLÜ VERİ KAYNAĞIMIZ KOMİTELERİMİZ

“Misyonumuz sektörlerimizin güçlü sesi olmak, sorunlarına ve ihtiyaçlarına çözüm üretmek.” diyen Başkan Yıldırım, bu noktada en büyük veri kaynaklarının ve destekçilerinin Meslek Komite üyeleri olduğuna dikkat çekti.

Yıldırım, “4 yıldır sektörlerinizin sesi olmaya gayret ediyoruz. Sahadan bize bilgi akışını sağlayan tabi ki siz değerli meslek komite üyelerimiz oluyor. Sektörlere ilişkin gelişmeler, yaşanan sorunlar, ihtiyaç noktasında bizim en güçlü veri kaynağımız sizlersiniz. Gaziantep Ticaret Odası birçok konuda öncü, çözüm üreten, yol alan taraf olmayı sizlerle birlikte başarıyor.”

YENİ TÜRKİYE EKONOMİ MODELİ ÇERÇEVESİNDE ATILAN ADIMLAR NE YAZIK Kİ BİZİ İYİLEŞTİRMİYOR

Kur dengesi ve fiyat istikrarı için yapılan düzenlemeler, alınan kararlar ve izlenen yolların çoğu zaman serbest piyasa işleyişini bozan müdahaleci adımlar olarak karşılarına çıktıklarını belirten Yıldırım, “İyi niyetle bir takım düzenlemeler yapılıyor. Ancak geldiğimiz noktada ülke risk primimiz yükselmiş ve dolayısıyla dış borç maliyetimiz artmış durumda. TÜFE yüzde 61, ÜFE yüzde 115 olmuş durumda. ÜFE’deki hızlı yükselişin devam ediyor olması enflasyonun artmaya devam edeceğini gösteriyor. Yeni Türkiye Ekonomi Modeli çerçevesinde atılan adımlar ne yazık ki bizi iyileştirmiyor.” dedi.

İHRACAT GELİRLERİNİN MERKEZE SATIŞINA SEKTÖREL DÜZENLEME GETİRİLMELİ 

Gaziantep’in olumsuzluklara karşı dirençli olduğunu dile getiren Yıldırım, “Bir ihracat kenti olarak yaşanan olumsuzluklar karşısında direncimizin yüksek olduğu aşikâr. Yılın ilk çeyreğinde 2,6 milyar dolar ihracat gerçekleştirme başarısı gösterdik. Alkışı hak eden bu başarıyı sürdürebilmemiz için ihracatımızın birim değerini yükseltmemiz gerekiyor.” dedi.

İhracatçının döviz gelirlerini TCMB’ye satış zorunluluğuna da değinen Yıldırım şunları söyledi: “İhracatçının döviz gelirlerinden TCMB’ye satış zorunluluğu yüzde 25’ten yüzde 40’a çıkarıldı. Bu uygulamadan net ihracatçı firmalar zarar görmüyor ancak ithal girdi yoğun çalışanlar zorlanıyor. Firmalar nakit akışını planlayamıyor. Firmanın tüm ihracat gelirini döviz olarak hammadde ödemesinde kullanması gerekebiliyor. Dövizini Merkeze satıyor ama aynı gün içinde yeniden döviz almak zorunda kalabiliyor. Bu durumda ekstra bir bürokrasi ve kur riski oluşabiliyor. Üstelik her sektörün döviz ihtiyacı da farklı… Döviz bozdurma oranı sektörel olarak belirlenmeli. Öte yandan dövizli çek ve sözleşme düzenlenememesi de ticari faaliyetlerin yürütülmesinde aksamalara neden olmakta.”