GAZİANTEP’ TE EMLAK KONUT PİYASASINDA NELER OLUYOR?

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Saygı değer okurlarımız, bu yazımızda sizleri yormadan Gaziantep emlak konut piyasasındaki dibe vuruşu birlikte inceleyelim istedim.

Öncelikle Gaziantep önem açısından neler arz ediyor ona bir yüzeysel bakalım.

Gaziantep Güneydoğu Anadolu bölgesinin kimine göre sanayi kenti, kimine göre gastronomi kenti kimine göre de turizm kenti.

Benim şahsi kanaatim Gaziantep bu saydığım faktörlerin hepsini bir arada barındıran bir rant kenti, kilit kent. Ülke ekonomisinin nakit trafiğine yön veren ve sirkülasyonun lokomotifi bir kent.

Sırf bu düzene kılıf uydurmak adına, gayri resmiyi resmileştirmek için uygulanmakta olan dikey mimarinin ve çarpık kentleşmenin merkezi.

Bir zamanların ekonomik anlamda yaşanabilir kenti Gaziantep’in son 17 yılda geldiği hazin durum.

Düzen belediyeciliği kenti öyle sarmış sarmalamış ki şahsi menfaatleri yönetebilmek, yenilebilirliği artırmak adına, zengini daha zengin yapmak uğruna tarım arazileri, yeşil alanları heba edilen güzelim Gaziantep. Neydi günahın? diye sormadan geçemiyorum. Büyük bölümü gece kondular ile dolu varoş olarak nitelendirilen, diğer tarafı da anlamsız fiyatlandırılmalarla tavan yapmış birilerinin marka kenti Gaziantep.

Zenginin düzen içerisinde hmediği, orta sınıfının kalmadığı, fakirin ise çaresiz kaldığı Gaziantep.

Arazi fiyatları şişire şişire tavan yapmış. Belediye imara açmış, yandaşına fısıldamış, yandaşı senden benden yok parasına toplamış, bir kaç turda kendi içerisinde al sat yaparak hakkı olmayan değerlere ulaşmış. Bu şartlarda yapılan konutlar ise benzer yöntemler ile değerlendirilmiş milletin hizmetine açılmış. Kira bedelleri bu gerekçeler ile almış başını gitmiş.

Kısacası insanların temel yaşama ihtiyacı olan barınma Gaziantepliler için bir  lüks haline gelmiş. Aşırı göç almaya elverişli bu taşı toprağı altın olarak nitelendirilen Gaziantep bu konuda iliğinin son damlasına kadar sömürülmüş.

2016 yılında ülke genelinde hissedilirliğini artıran ekonomik kriz, Gaziantep’te de ilk olarak şişirilmiş olan emlak konut piyasasını vurmuştur. İnşaat demiri ve betonun fiyatını üçe katlaması daire maliyetlerini el yakar vaziyete getirmiştir. Arazi alım satımı durmuş, yüksek kredi oranları konut satışlarının önünü kesmiş, kiracılık bile oturduğun bölgeye göre lüks haline gelmiştir.

Bu durumu hepimizin anlayacağı bir dil ile örnekleyecek olursak;

Fiyatı 300.000,00 TL olan bir daireyi 100.000,00 TL peşinat ile almaya kalkalım.

Kullanacağımız kredinin Tutarı 200.000,00 TL geri ödemesi 60 ay, mevcut faiz oranları ile toplam maliyeti 600.000 TL.

Finansal olarak bir yatırım kendini 10 yılda amorti etmiyor ise tercih edilmemelidir. 600.000,00 TL ye maliyeti olan bir daireyi 10 yıl sonra bu bedelin üzerine satman demek emlak enflasyonunun uçması demek. Kiraya verseniz ve kira bedeliniz mevcut şartlarda 1.000,00 TL olsa kendini amorti etme süresi 50 yıl,  1.500,00 TL ye kiraya verseniz kendini amorti etme süresi yaklaşık 33 yıl, 2.000,00 TL den kiralasanız amorti süresi 25 yıl, 3.000,00 TL den kiralasanız amorti süresi yaklaşık 16 yıl, 5.000.00 TL den kiralasanız amorti süresi 10 yıl.

Şimdi soruyorum sizlere bu hangi vicdan hangi merhamet hangi zihniyetin eseri? Kendi yaşam alanını elde etmek isteyen bir vatandaşın bu bataklığa mahkum etmek kimin haddi? Parası olan bunu bir yatırım aracı olarak kullanmaz mevduat faizlerinin 25-30 larda olduğu bir dönemde parasını bankada yatırır kazancıma bakarım der ki bakıyorlarda. Bu durumda arkasından emlak konut piyasasının durmasını getirmekte.

Bunun hesabı, muktedirliğini kaybeden denetim mekanizmasından, ülkenin üretkenliğini bitiren ve ihracatı dip yaptıran ekonomi politikalarının belirleyicilerinden, yandaşları üzerinden cukka peşinde olan yerel yöneticilerden bu dünyada sorulmasa öbür dünyada sorulur. Allah’ın adaletinden şüphemiz yoktur.

Bizlerde vatandaş olarak betonarmenin yenmeyecek birşey olduğunu öğrenmiş oluruz ama iş işten geçmiş olur. Bizlerin üzerine düşen vazife dilimizin döndüğünce devletin denetim mekanizmasının bu tip haksız kazançlar üzerinde egemen kılınmasını istemektir. Umarım sesimize kulak verenler çıkar yoksa abartarak söyleyeceğim Gaziantep te çok sürmez çadırda yaşamak lüks haline gelecektir.